Pages in topic:   [1 2 3] >
Çeviri-Çevirmenlerle İlgili Haberler....
Thread poster: sevinc altincekic
sevinc altincekic
sevinc altincekic  Identity Verified
Local time: 20:15
English to Turkish
+ ...
Jan 11, 2005

Bugünkü Radikal gazetesinde yayınlanan haber

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=139935

Çevirmen hakları, şimdi!

Türkiyeli çevirmenler, sosyal haklarını korumak ve ülkedeki çeviri kalitesini yükseltmek amacıyla bir araya geliyor. Çevirmenlerin nihai amacı sadece çeviri yaparak geçinebilmek



İST
... See more
Bugünkü Radikal gazetesinde yayınlanan haber

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=139935

Çevirmen hakları, şimdi!

Türkiyeli çevirmenler, sosyal haklarını korumak ve ülkedeki çeviri kalitesini yükseltmek amacıyla bir araya geliyor. Çevirmenlerin nihai amacı sadece çeviri yaparak geçinebilmek



İSTANBUL - Türkiyeli çevirmenler hem sosyal haklarını elde etmek hem de mesleki açıdan kendilerini geliştirip, fikir alışverişi ile mesleğin önünü açmak için bir araya geliyor. Metis Yayınları'nda çalışan çevirmen Tuncay Birkan'ın yaklaşık bir yıl önce yaptığı çağrıyla buluşmaya başlayan çevirmenler, projelerini sanal ortamda tartışıp geliştirmişler. Bir araya gelmerinin öncelikli sebebi var olmayan sosyal haklarını elde etmek. Grup üyeleri, yeni bir dernek ya da örgüt kurmaktan ziyade üretken ve yaratıcı önerilerin hiçbir kurumsal hiyerarşi ve kodlama gözetilmeksizin herkes tarafından rahatça ifade edildiği dinamik bir ortam yaratarak işe başlamış. Şimdi bir sonraki aşamaya gelmiş sıra: Mevcut kurumlarla ilişki kurup bu hareketliliğin ivmesine onları da katmak.
Şu anda yaklaşık 150 kadar üyesi olan oluşum, çevirmenlerin sosyal hakları ile ilgili olarak bir 'tip sözleşme' hazırladı. Çevirmenlerin sahip olması gereken asgari hakları tanımlayan bu sözleşmenin yayınevleriyle aralarındaki ilişkileri belirlemesi bekleniyor. Sözleşme hazırlanırken, yurtdışındaki çevirmenlerin hakları, PEN ve hatta BM bünyesinde hazırlanmış çeviri hakları metinleri ele alınıp Türkiye'ye uyarlanmış. Mevcut sözleşmelerin çevirmenleri değil daha çok yayınevlerini koruduğunu belirten Tuncay Birkan, kendi hazırladıkları sözleşmenin bu dengesizliği gidermeye yönelik hazırlandığını ve kısa bir süre içinde yayınevlerine sunulacağını belirtiyor.

Okurlar da dikkat etsin
Grup, okurlara ve çevirmenlere yönelik olarak da çağrı metinleri hazırlıyor. Kısa süre içinde edebiyat dergilerinde yayımlanması planlanan metinlerde çevirmenlerden 'destek', okurlardan ise 'dikkat' talep edilecek. Grup üyeleri, okurların çeviri konusunda daha dikkatli olmalarını ve çevirisini beğenmedikleri eserleri eleştirmesini istiyor. Çeviri grubu meslektaşların deneyim ve birikimlerini birbirleriyle paylaşmalarına yönelik önemli bir ortam oluşturmuş durumda. Bu doğrultuda, http://groups.yahoo.com/group/cevirmen/ adresinde 15-20 günde bir atölyeler düzenleniyor ve bir çeviri metni ele alınıp tartışılıyor. Ayrıca 'muhtaç sözlük' çalışmasıyla kelimelerin en doğru çevirilerinden oluşan bir sözlük çalışması yapılıyor, çeviri hataları kısmında ise sıkça hataların önüne geçilmesi hedefleniyor.
Birkan, yayıncılıkta büyük bir ticarileşmenin yaşandığını ve bu süreçte birkaçı dışında yayınevlerinin çeviriye özen göstermediğini düşünüyor. Oluşturulan çalışmanın ülkedeki çeviri kalitesine de önemli katkıda bulunacağını belirten Birkan, yapılan çalışmaların en umut edilen amacını ise şöyle açıklıyor: "Türkiye'de çevirmenliğin tek başına bir meslek olarak icra edilebilmesini ve çevirmenlerin yalnızca çeviri yaparak geçinebilmelerini istiyoruz."



[Subject edited by staff or moderator 2005-01-12 07:14]
Collapse


 
Selçuk Budak
Selçuk Budak  Identity Verified
Local time: 20:15
English to Turkish
+ ...
Aktif grup Jan 11, 2005

Sevinç'in yazısından sonra, söz konusu yahoo grubunun üye sayısı bir anda katlanıverdi. (ben de dahil olmak üzere) Hem de birkaç saat içinde.!

Bu da çok hoş bir şey, ayrıca bir konuda da gösterge. Türkçe Proz üyeleri son derece aktif ve hızlı. Yani, iyi bir şeyler ortaya konması adına, proz üyelerinin oldukça etkili olabileceği açık. Doğrusu ümitlendim.

S.B:


 
Baybars Araz
Baybars Araz  Identity Verified
Local time: 20:15
English to Turkish
+ ...
teşekkür... Jan 11, 2005

Sevinç Hanım, öncelikle bu grup konusunda bizi bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederim. Ben de üyelik başvurusunda bulundum. Kabul edilince grup ve oluşumu konusunda daha net bir fikrim olacaktır ancak Radikal gazetesindeki haberden çıkardığım kadarıyla daha çok yayınevleri bünyesindeki çevirmenlerin biraraya geldiği bir grup gibi, yanılıyor muyum?

 
Özden Arıkan
Özden Arıkan  Identity Verified
Germany
Local time: 19:15
Member
English to Turkish
+ ...
Evet, ama... Jan 11, 2005

Baybars Araz wrote:

...Radikal gazetesindeki haberden çıkardığım kadarıyla daha çok yayınevleri bünyesindeki çevirmenlerin biraraya geldiği bir grup gibi, yanılıyor muyum?


"yayınevi bünyesindeki çevirmen" nitelemesi yanıltıcı, olmayan bir kategori çünkü (Allahtan ) Üyelerin büyük çoğunluğu -belki tamamı- yayınevlerine kitap çeviren çevirmenler, ama dışlayıcı bir durum olduğunu sanmıyorum. Üyeliğin onay ile olması da bence böyle bir kısıtlamaya yönelik değildir. Ana sayfada da şöyle denmiş zaten: "Bu grubu kurmamızın ardında yatan temel saik, çevirmenlerin varolmayan sosyal haklarını elde etmeye yönelik bir 'oluşum' oluşturmak."

Sonuçta, en azından şu andaki faaliyetler sadece kitap çevirmenlerine yönelik olsa bile, amaç "çevirmenlerin çeviriyle yaşayabilecek duruma gelmesini sağlamak" olduğuna göre, kitap çevirmenleri çeviriyle yaşar duruma gelince bütün çevirmenler de o duruma gelmiş olacak demektir... yani, bütün çevirmenler desteklemeli


 
Serkan Doğan
Serkan Doğan  Identity Verified
Türkiye
Local time: 20:15
Turkish to English
+ ...
İzlesek! Apr 21, 2005

FİLM: Ç E V İ R M E N

Sydney Pollack'tan dünyada bir ilk!
Birleşmiş Milletler'de çevirmen olarak görev yapan Silvia Broome Genel Kurul'da konuşma yapacak olan Afrikalı bir devlet başkanına yönelik suikast planına kulak misafiri olur. Suikastçilerin hedefleri arasında artık kendisi de vardır. Silvia'yı korumakla görevli olan Tobin Keller adlı federal ajan, genç kadının doğruyu söylemiyor olabileceğinden kuşku duymaktadır.

Filmin en ön
... See more
FİLM: Ç E V İ R M E N

Sydney Pollack'tan dünyada bir ilk!
Birleşmiş Milletler'de çevirmen olarak görev yapan Silvia Broome Genel Kurul'da konuşma yapacak olan Afrikalı bir devlet başkanına yönelik suikast planına kulak misafiri olur. Suikastçilerin hedefleri arasında artık kendisi de vardır. Silvia'yı korumakla görevli olan Tobin Keller adlı federal ajan, genç kadının doğruyu söylemiyor olabileceğinden kuşku duymaktadır.

Filmin en önemli özelliklerinden birisi, Birleşmiş Milletler'in New York'taki tarihi binasının iç mekanlarında çekimine izin verilen ilk film olması...

Yönetmen:
Sydney Pollack

Oyuncular:
Sean Penn, Nicole Kidman
Collapse


ATIL KAYHAN
 
Serkan Doğan
Serkan Doğan  Identity Verified
Türkiye
Local time: 20:15
Turkish to English
+ ...
Öhö Apr 23, 2005

http://www.beyazperde.com/film/2476

Şuna da bak sen!
"Çok basit görünen çevirmenlik işi" ne demek efenim. İmanımız gevriyor burada, yalan mı? Bence hemen tüm dernek ve federasyonlarımızı bu ifadeye karşı bir tavır almak üzere harekete ve yeni bir anlayışı hayata geçirelim..

Serkan Dogan wrote:

FİLM: Ç E V İ R M E N

Sydney Pollack'tan dünyada bir ilk!
Birleşmiş Milletler'de çevirmen olarak görev yapan Silvia Broome Genel Kurul'da konuşma yapacak olan Afrikalı bir devlet başkanına yönelik suikast planına kulak misafiri olur. Suikastçilerin hedefleri arasında artık kendisi de vardır. Silvia'yı korumakla görevli olan Tobin Keller adlı federal ajan, genç kadının doğruyu söylemiyor olabileceğinden kuşku duymaktadır.

Filmin en önemli özelliklerinden birisi, Birleşmiş Milletler'in New York'taki tarihi binasının iç mekanlarında çekimine izin verilen ilk film olması...

Yönetmen:
Sydney Pollack

Oyuncular:
Sean Penn, Nicole Kidman


 
Serkan Doğan
Serkan Doğan  Identity Verified
Türkiye
Local time: 20:15
Turkish to English
+ ...
Sendika Jun 19, 2005

...

Çevirmenler sendikası?

Bu, emeğe yapılmış ne büyük bir haksızlıktır! İnsanın çocuğunu elinden almaya çalışmaya benzemez mi? Türkiye'de demokrat ilişkilerin paranın böylesine kıskacı altına girmesini, o ilişkilerin haksız arka planlarını görmezden gelebilir miyiz? Felsefe kitabı basmak, o kitabın basılmasında en haksız tutumları barındırabilir mi?

Çevirmen yayınevini dava etti. Davayı para kazanmaktan çok, yay
... See more
...

Çevirmenler sendikası?

Bu, emeğe yapılmış ne büyük bir haksızlıktır! İnsanın çocuğunu elinden almaya çalışmaya benzemez mi? Türkiye'de demokrat ilişkilerin paranın böylesine kıskacı altına girmesini, o ilişkilerin haksız arka planlarını görmezden gelebilir miyiz? Felsefe kitabı basmak, o kitabın basılmasında en haksız tutumları barındırabilir mi?

Çevirmen yayınevini dava etti. Davayı para kazanmaktan çok, yayınevinin kadirbilmezliğini yüzlerine çarpmak, onları kendisini artık 'tanımaya', bir çevirinin sahibi olarak 'orada olduğunu' anlamaya mecbur etmek için açtı. Çevirmen bu davayı belki kazanır, belki kazanmaz. Kazanması halinde bu, başka benzer ilişkileri düzenlemeye yardım eder diye sevinir ama başarısı 39 baskıyla kanıtlanan bir çevirinin, çevirmeninin elinden alınmasına kim hayır diyecek? Yayınevleri ne zamana kadar haklar alıp haklar verecekler; çevirmenlerden yüz binden çok satan kitaplarda bile ne zamana kadar istedikleri an vazgeçebilecekler? Norveçli yayınevinin telif hakları sorumlusu çevirmene, "Sen bu durumu Türkiye'deki Çevirmenler Sendikası'nda dile getirmelisin" dediğinde Türk çevirmen ne zamana kadar "Türkiye'de Çevirmenler Sendikası yok ki!" diyecek?..

Kaynak: Radikal Gazetesi - 26 Ocak 2003



[Edited at 2005-06-20 12:18]
Collapse


 
Selçuk Budak
Selçuk Budak  Identity Verified
Local time: 20:15
English to Turkish
+ ...
Çevirmenin Misyonu Jun 19, 2005

Çiçeği burnunda bir çevirmen, çevirip yayınevine teslim ettiği kitaplar için "harçlık parası" pazarlığına girer. Şöyle bir mektup alır:

"Bir gün, belediye otobüsünde, bir genç kızın elinde çevirdiğiniz kitabı göreceksiniz. Onun gözlerindeki ışıltı..."

Bir çevirmen olarak, çevirmenlerin misyonunu zor yoldan da olsa anladım. Örneğin öyle çevirmenler vardır ki, kendilerine yayınevi sahiplerinin eşlerini 1 haftada çevirmen yapmak g
... See more
Çiçeği burnunda bir çevirmen, çevirip yayınevine teslim ettiği kitaplar için "harçlık parası" pazarlığına girer. Şöyle bir mektup alır:

"Bir gün, belediye otobüsünde, bir genç kızın elinde çevirdiğiniz kitabı göreceksiniz. Onun gözlerindeki ışıltı..."

Bir çevirmen olarak, çevirmenlerin misyonunu zor yoldan da olsa anladım. Örneğin öyle çevirmenler vardır ki, kendilerine yayınevi sahiplerinin eşlerini 1 haftada çevirmen yapmak gibi bir misyona soyunmuşlardır. Nasıl mı?

1. Çevirmen, çevirdiği kitabı başka bir yayınevine verir. İlk yayınevi, kitabın metniyle biraz oynayarak ("düzelterek") tekrar basar. Çevirmen ismi olarak, yayınevi sahibinin eşinin imzası vardır.

2. Bir yayınevi, çevirmenden çevirdiği kitapların tamamını bir "paket" olarak ister. Önerdiği ücret onur kırıcıdır. Çevirmen kabul etmez elbette. Aradan bir zaman geçer, çevirmen bir de bakar ki, "serideki" kitaplar birer hafta arayla basılıyor. Tabii cümlelerle, metinle oynanmış, düzeltilmiş. Çevirmen ismi olarak da, yayınevi sahibinin eşinin imzası vardır. Üstelik de, İngilizce'nin "İ"sini bilmiyordur!

Başka bir çevirmen tipi de vardır ki, onun da misyonu "hayali çevirmen" yaratmaktır. Olay şöyle gelişir: Bir kitap çevirir, yayınevi kitabı basar. Daha sonra, çevirmene para vermemek için, aynı kitabı başka bir kapakla, başka bir "çevirmen adıyla" tekrar basar. Orijinal çeviriyi ikişer-üçer piyasaya sürer. "Fason" çeviriyi ise el altından pazarlamaya verir. Orijinal çevirinin baskısı hiç bitmez. Çevirmen farkederse, orijinal çeviri bir daha basılmaz. Hayali çevirmen ismi öne çıkar. Asıl çevirmen de, emeklerine yanar!

Başka bir çevirmen tipinin misyonu ise "düzeltici çevirmen" yaratmaktır. Örneğin klasikleri çevirmiştir, yayınlatmıştır. Ama yayınevi batmış, kapanmış, ortadan kalkmıştır, veya çevirmen ya hayatını kaybetmiş, ya da kopup gitmiştir. Ama yaptığı çeviriler kütüphanelerin raflarında durmaktır. Dil-işbilir birisi, o çevirileri tozlu raflardan alır, kitapların orijinallerini hiç görmeden (yayınevi sahibiyle de işbirliği yaparak), kitaplar üzerinde "editing" yapar. Dilini "türkçeleştirir." Klasik bir romanın çevirisini "adam etmesi" ortalama 1 haftasını alır.

Bir de "uyarlama eser" yazarları yaratan çevirmenler vardır. çevirdiği kitaplar popüler olmasa da, genellikle her zaman ticari değeri olan eserlerdir. Çocuk kitapları bu kategoriye girer. Azıcık kalem oynatma becerisi olan birisi, çocuk klasiklerini alır, kafasına göre "uyarlar" ve yeniden basar. "İşlenmiş eser" olduğu için de yasal olarak hak iddia etmek mümkün olmaz. Piyasadaki çocuk klasiklerinin kaç türlü versiyonu olduğunu sayabilen var mı?

Çevirmenlik zor zenaat vesselam. Hele "telif" çevirmenliği bir bela. 25'i aşkın çeviri kitabım var. Ortalık malı oldu. Çevirmeyen, basmayan kalmadı. Kızdım, şimdi kimseye vermiyorum. Ama kitapların baskısı bir türlü bitmiyor. Artık pek ümidim kalmadı.
Ümidi olanlara kolay gelsin.
SB
Collapse


 
Özden Arıkan
Özden Arıkan  Identity Verified
Germany
Local time: 19:15
Member
English to Turkish
+ ...
Ümit Jun 19, 2005

niye olmasın ki? Serkan'ın bahsettiği olayda (ki daha önce bu forumda konuşulmuştu) çevirmenin hukuken iddia edebileceği bir şey yok, eğer kitabın Türkiye'deki yayın haklarına sahip olsaydı olurdu. Ama devamında eğer yayınevi onun çevirisinden yararlanmışsa -ki yararlanmamış olması pratikte mümkün değil, işin esprisi burada işte- yapılacak şey "lanet olsun" deyip git... See more
niye olmasın ki? Serkan'ın bahsettiği olayda (ki daha önce bu forumda konuşulmuştu) çevirmenin hukuken iddia edebileceği bir şey yok, eğer kitabın Türkiye'deki yayın haklarına sahip olsaydı olurdu. Ama devamında eğer yayınevi onun çevirisinden yararlanmışsa -ki yararlanmamış olması pratikte mümkün değil, işin esprisi burada işte- yapılacak şey "lanet olsun" deyip gitmek değil, mücadele etmek. Hukuk çevirmenden yana aslında, ama çevirmen hukuku kullanmıyor, çünkü uğraşmak istemiyor, çünkü güveni yok, çünkü derdi zaten "okulunu bitirip bir meslek edinene kadar", "Ege'de bar açana kadar", efendim "Ticari çeviride voliyi vurana kadar" kitap çevirmek. Ama uğraşmadan bir şey olmuyor işte hayatta, öyle değil mi? Kusura bakmayın ama burada yine çuvaldıza bir uzanmak lazım. Siz hiç, kendi çevirisini kullandılar diye bir yayınevini dava eden çevirmen duydunuz mu? Ben duymadım, yani emsal olmadığı için çok kesin konuşmak istemiyorum, ama hukukun bizden yana olduğunu da biliyorum. Benim başıma geldi çünkü aynısı. Bir yayınevine bir dizi çeviriyordum. Başka -dizi dışındaki- bir kitapta gözümün içine baka baka bana kazık attıkları için diziyi bıraktım ve bir daha hiçbir çevirimi basmamalarını söyledim. Benim üç kitabını çevirdiğim dizinin 4. kitabını alelacele bastılar. Sonra arkası gelmedi. Beş sene sonra mı ne, ilk üç kitabın yeni baskısını yapacaklarını ilan ettiler. Bunun üzerine kendilerine mail yazdım. Baskıların başkası tarafından ve "benim çevirilerimi hiç okumamış çevirmenler tarafından" çevrileceğine garanti verdiler. Ama o baskılar asla çıkmadı. Niye? Biliyorlar çünkü atmaca gibi beklediğimi, ve bekliyorum da. Çıkarsınlar da göreyim. Nerede benim çevirimi hiç okumamış çevirmen tarafından hazırlanacak onlar? Her kitapta tekrarlanan espriler, lokalize edilmiş yer ve kahraman adları var, bir tanesini bile kullanamazlar, bambaşka şeyler kullanınca da dizi, dizi olmaktan çıkacak. Kullandıkları anda da mahkemedeyim, iş bir bilirkişi atanmasına bakar. Hak yemek o kadar kolay değil, hiçbir hukuk sisteminde değil, Türkiye'de de şimdi telif haklarına çok iyi koruma getiren yasalar var, o kadar yabana atmayın, Avrupa'dakinden daha sıkı bizim yasalar. Üstelik kitap çevirmenlerinin haklarını korumak için örgütlenmeler yapılıyor, EDİSAM var mesela, üyesizlikten, üyelerin de aidat ödememesinden yakınıyor adamlar. Bu kadar "mağdur" çevirmen var da, EDİSAM'ın niye üyesi yok? Örgütlenmeyenin, haklarını bilip kullanmayanın, şikâyete de hakkı olamaz. Kitap çevirmenlerine keriz muamelesi yapmaya hiç olamaz. Tersine, asıl o alandaki deneyimi başka yere, mesela CAT TM'lerine aktarmak, orada da telif için mücadele kavramını öne çıkarmak lazım artık. Telif hakkı evrenseldir çünkü, ve telif hakkı, bir insan hakkıdır.Collapse


 
Serkan Doğan
Serkan Doğan  Identity Verified
Türkiye
Local time: 20:15
Turkish to English
+ ...
Gerçek Jun 22, 2005

Gerçekten, sizi bilmem ama, Xola'nın bu yazısı içimde bir yerlerde umut ışıltıları parıldattı benim mesleki açıdan..

[quote]Xola wrote:

niye olmasın ki? Serkan'ın bahsettiği olayda (ki daha önce bu forumda konuşulmuştu) çevirmenin hukuken iddia edebileceği bir şey yok, eğer kitabın Türkiye'deki yayın haklarına sahip olsaydı olurdu. Ama devamında eğer yayınevi onun çevirisinden yararlanmışsa -ki yararlanmamış olması pratikte mümkün değil, işin esprisi burada işte- yapılacak şey "lanet olsun" deyip gitmek değil, mücadele etmek. Hukuk çevirmenden yana aslında, ama çevirmen hukuku kullanmıyor, çünkü uğraşmak istemiyor, çünkü güveni yok, çünkü derdi zaten "okulunu bitirip bir meslek edinene kadar", "Ege'de bar açana kadar", efendim "Ticari çeviride voliyi vurana kadar" kitap çevirmek...


 
Baybars Araz
Baybars Araz  Identity Verified
Local time: 20:15
English to Turkish
+ ...
hadi elinize ve beyninize kuvvet... Oct 9, 2005

http://www.aksam.com.tr/haber.asp?a=8767,6


AB tercümanlara ve projecilere yarayacak

İnsan kaynaklarında Avrupa Birliği uyum çalışmaları hızlandı. Eğer, AB için gerekli olan kriterler gerçekleşirse, terfilerden işe alımlara, ücretlerden meslek standartlarına kadar iş hayatımız A’dan Z’ye değişecek. Çalışma Bakanlığı ve İŞKUR’da,
... See more
http://www.aksam.com.tr/haber.asp?a=8767,6


AB tercümanlara ve projecilere yarayacak

İnsan kaynaklarında Avrupa Birliği uyum çalışmaları hızlandı. Eğer, AB için gerekli olan kriterler gerçekleşirse, terfilerden işe alımlara, ücretlerden meslek standartlarına kadar iş hayatımız A’dan Z’ye değişecek. Çalışma Bakanlığı ve İŞKUR’da, bu alanda yoğun çalışmalar sürüyor. Şimdilik en sevindirici gelişmeyse, AB ile başlayan müzakerelerin ilk etapta 35 bine yakın kişiye yeni iş imkanı sağlayacak olması. Bu dönemde sadece İngilizce ve Fransızca değil, İtalya, Portekizce, İspanyolca dillerine hakim, simultane tercümanlara da ihtiyaç olacak.

ANKARA’DA İŞLER YOĞUN

İŞKUR’un AB danışmanı Adecco Türkiye Genel Müdürü Pembe Candaner, Ankara’daki ofislerine simultane tercüman ve proje yöneticisi konusunda yoğun talep geldiğini söylüyor. “AB süreci kısa vadede 33 ile 35 bin arasında kişiye önemli bir istihdam sağlayacak” diyen Candaner, bu süreçte proje yazarlığı, proje yöneticiliği gibi mesleklerin de önem de kazanacağını belirtiyor.

TERCÜMAN SAYISI AZ

Türkçe AB’nin resmi dillerinden biri olduktan sonra belirli sayıda tercüman Avrupa Birliği kurumlarında istihdam edilecek ve müzakere sürecindeki toplantılarda çok sayıda çevirmen serbest olarak çalışacak. Bundan dolayı, 10 yıl içinde mevcut sayıdan daha fazla konferans çevirmenine ihtiyaç duyulacak. Birden fazla dil bilen kaliteli tercümanlarının yetiştirilmesi için okul sayılarının da artacağını söyleyen Candaner, aksi takdirde, Türkiye bu alandaki taleplere cevap vermekte yetersiz kalacak ve müzakere sürecinde önemli problemler yaşanacak” diyor.

FARKLI UZMANLIK ŞART

İş arayanlara da tavsiyelerde bulunan Candaner şöyle konuştu: “Gençlerin, mutlaka yabancı dil, bilgisayar bilmeleri gerekiyor. Artık tek bir uzmanlık değil, birden fazla uzmanlık kazanacaklar. Moda mesleklerin tesiri altında kalmamaları gerekiyor. Her meslek kutsal.”

Artık isler acılacak

Şubat ayından bu yana AB’nin İŞKUR’a destek projesinde danışmanlık yapan Adecco Türkiye Genel Müdürü Pembe Candaner, AB’li uzmanların Türkiye’ye geldiklerinde özellikle ara mesleklerin hiç kullanılmamasına çok şaşırdıklarını anlatıyor. “Türkiye’nin istihdam haritasında eğitim sisteminden kaynaklanan bozukluklar gözüküyor. Üniversite mezunları işsiz. Orta kademeler boş, uzman ise yok” diyen Candaner, AB ile birlikte meslek eğitimlerinin ağırlık kazancağını belirtiyor. Candaner, önümüzdeki dönemde yabancı sermaye girişinin artması ve AB’nin de etkisiyle işlerin açılacağını söylüyor. Candaner, “Şu anda Ankara’da AB ile bağlantılı işlerde çalışacak kalifiye eleman talebi arttı. Uluslararası firmalar yeni istihdam kapılarını açacak” diyor.

Hakkını arayan örnek olacak

AB kriterlerinin Türkiye’de insan kaynakları alanını olumlu etkileyeceğini ancak bu değişimin hemen gerçekleşmeyeceğini de belirten Candaner, “Türkiye’nin önce düşünce sistemini değiştirmesi gerekiyor. Bunun için de az 10 yıl var. Ancak Avrupalı gibi yetişen gençler bu sistemi uygulayabilirler. Kriterlere uygun davranış değişikliği gösterebilirler. Çoğu çalışan yasal haklarını bilmiyor. Hakkını arayıp alan kişiler, Türkiye’de değişime örnek olacak” diye konuştu.

Terfiler zorlaşacak ücretler artacak

AB, terfilerden işe alımlara, ücretlendirmeden meslek tanımlarına kadar iş yaşamını değiştirecek. “Artık eş-dost değil, hak eden işe alınacak” diyen Pembe Candaner, firmaların performans kriterlerine dayanmadan işten çıkarma ya da atama yapamayacaklarını söylüyor. Ayrıca, iş başvurusu kabul edilmeyene hangi kriterlere göre işe alınmadığının cevabını verecekler. Çalışanların meslek ediniminde de belli kriterleri ve asgari yeterlikleri karşılamaları beklenecek. Sertifikasız musluk tamircisi bile çalışamayacak. ‘Bunlar hayal’ diyenler yanılıyor. Çünkü, bu şartları yerine getirmeden AB üyesi olamayacağız.
Collapse


 
shule
shule  Identity Verified
Local time: 20:15
English to Turkish
+ ...
İlginç bir kitap - İlginç bir çeviri Dec 22, 2005

Yazar:
GEORGES PEREC
Çevirmen:
CEMAL YARDIMCI

Birinci mucize:
Georges Perec, Fransızcanın en çok kullanılan sesli harfi olan “e”yi kullanmadan bir roman yazdı: La disparition.
İkinci mucize:
Cemal Yardımcı, bu romanı “e” harfini kullanmadan Türkçeleştirdi: Kayboluş.

Kayboluş, ilk yayımlandığı 1969 yılından bu yana kısıtlamanın kaçınılmaz olarak yoksullaştırdığı kuru bir anlatı olarak karşıl
... See more
Yazar:
GEORGES PEREC
Çevirmen:
CEMAL YARDIMCI

Birinci mucize:
Georges Perec, Fransızcanın en çok kullanılan sesli harfi olan “e”yi kullanmadan bir roman yazdı: La disparition.
İkinci mucize:
Cemal Yardımcı, bu romanı “e” harfini kullanmadan Türkçeleştirdi: Kayboluş.

Kayboluş, ilk yayımlandığı 1969 yılından bu yana kısıtlamanın kaçınılmaz olarak yoksullaştırdığı kuru bir anlatı olarak karşılanmadı hiç! Dil oyunları, çağrışımları, konusunu baş kahraman yapan kurgusuyla bir yazınsal başyapıt; doludizgin hayal gücü, insafsız mizah duygusuyla bir solukta okunacak bir roman olarak kabul gördü.
İkinci Dünya Savaşı’nı, anasının, babasının kayboluşuna tanık olan bir çocuk olarak yaşayan yazar, hayatına damgasını vuran boşluğu bu olağanüstü romanında bir harfi ortadan kaldırarak yansıtır. Ama daima yaptığı gibi, hüznünü coşkulu bir mizahla sarıp sarmalayarak, acı olanı gülünç, anlamsız olanı kurgusal kılarak, sıkıntılarından oyunlar çıkararak açığa vurur bu boşluğu. Bu paradoksal yaklaşım baştan sona romana sinmiştir. Bir açıdan has yazından yana olanların tad alacağı bir yazınsal oyundur bu yapıt, bir başka açıdan hoş bir fantastik komplo öyküsüdür.
Bir bakıma bir tür “roman-karşıtı” romandır.
Kayboluş, orijinal çılgınlığa layık, aslına aşağı yukarı sözcük sözcük sadık bir uyarlamayla bu topraklarda, Ayrıntı Yayınları’nda.

AYRINTI yayınları 12/2005
Isbn: 9755394729 319 sayfa Dil: Türkçe
Türü: Roman Öykü

Satın almak isteyenler:

http://www.pandora.com.tr/urun.asp?id=131312
Collapse


 
Semra Maden-Balamir (X)
Semra Maden-Balamir (X)  Identity Verified
Local time: 19:15
German to Turkish
+ ...
"İlginç bir kitap - İlginç bir çeviri"ye ilişkin Dec 22, 2005

Evet çok ilginç sahiden. Kitabın Almanca çevirisi de var, hatta 1986’da yapılmış.
Yazarın buna benzer bir kaç deneyi var, örneğin bir romanında da sesli harf olarak sadece E harfiyle yetinmiş. Yine bir başka yazısında, bu kez 1300 kelimeden oluşan bir mektupta, sadece palindromik sözcükler kullanmış, yani tersten okununca da anlamı olan sözcükler.
Peki tüm bu sanantsal deneylerin arkasında yatan fikir nedir diye soruyorsanız… Cevap: Belirlenmiş kısıtla
... See more
Evet çok ilginç sahiden. Kitabın Almanca çevirisi de var, hatta 1986’da yapılmış.
Yazarın buna benzer bir kaç deneyi var, örneğin bir romanında da sesli harf olarak sadece E harfiyle yetinmiş. Yine bir başka yazısında, bu kez 1300 kelimeden oluşan bir mektupta, sadece palindromik sözcükler kullanmış, yani tersten okununca da anlamı olan sözcükler.
Peki tüm bu sanantsal deneylerin arkasında yatan fikir nedir diye soruyorsanız… Cevap: Belirlenmiş kısıtlamalara rağmen yaratıcılık!!!
Bu tür eserlerin çevirmenlerine de kendilerini aşmak görevi düşüyor sahiden...


Not: Üçüncü „minik mucize“yi farkeden oldu mu aranızda?
Şule Hanım’ın mesajını tekrar okursanız farkedeceksiniz:-)



[Edited at 2005-12-22 14:43]
Collapse


 
Pages in topic:   [1 2 3] >


To report site rules violations or get help, contact a site moderator:


You can also contact site staff by submitting a support request »

Çeviri-Çevirmenlerle İlgili Haberler....


Translation news in Türkiye





Trados Studio 2022 Freelance
The leading translation software used by over 270,000 translators.

Designed with your feedback in mind, Trados Studio 2022 delivers an unrivalled, powerful desktop and cloud solution, empowering you to work in the most efficient and cost-effective way.

More info »
Anycount & Translation Office 3000
Translation Office 3000

Translation Office 3000 is an advanced accounting tool for freelance translators and small agencies. TO3000 easily and seamlessly integrates with the business life of professional freelance translators.

More info »