Off topic: Dünya Medeniyetler Şampiyonu Anadolumuzdan Kaçırılan Eserlerimiz Thread poster: Adnan Özdemir
| Adnan Özdemir Türkiye Local time: 01:42 Member (2007) German to Turkish + ...
Alıntı Alıntının ağ bağlantısı: http://e-imo.imo.org.tr/Portal/Web/new/uploads/file/yayin/tmh/458-NurettinKorkmaz.pdf Alıntı ____ Berlin Pergamon Müzesi ================= Adını Bergama antik kentinden alan Pergamon Müzesi, ilk defa 1830 da açılmış, sonradan getirilen eser... See more Alıntı Alıntının ağ bağlantısı: http://e-imo.imo.org.tr/Portal/Web/new/uploads/file/yayin/tmh/458-NurettinKorkmaz.pdf Alıntı ____ Berlin Pergamon Müzesi ================= Adını Bergama antik kentinden alan Pergamon Müzesi, ilk defa 1830 da açılmış, sonradan getirilen eserler sığmayınca da 1930’da genişletilip restore edildikten sonra tekrar açılmıştır. Pergamon Müzesi, Berlin’de Müze Adası diye adlandırılan yerde bulunmaktadır. Bu müze Pergamon Zeus sunağı yanında, Milet Pazar kapısını, Sümer, Asur, ve Pers medeniyetlerinden de bir çok değerli eseri bünyesinde bulundurmaktadır. Bu eserler getirilen orijinal büyüklük ve şekilleriyle aslına uygun olarak burada yeniden kurulmuşlardır. Müze girişinde ücretsiz olarak temin edilebilecek kulaklıklı teyplerle gezi sırasında, Türkçe dâhil her dilde faydalı bilgiler edinmek mümkündür. Müzede sergilenen bütün eserler numaralanmış olduğundan bir eserin önüne gelindiğinde, eserin üzerindeki numaranın, teybin üzerindeki numaratörden tuşlanması kâfidir. O eser hakkındaki faydalı bilgiler anında kendi ana dilinizde kulağınızda çınlamaya başlar. Zeus Sunağı ========= Pergamon Müzesinin bu gün en fazla ziyaretçi çeken eseri, 120 m uzunluğundaki kabartmalarıyla ünlü Pergamonaltar (Zeus Sunağı) dır. Bergama kralı II. Eumenos (MÖ 197-159) döneminde prestij ve tapınma amaçlı mermerden inşa edilen bu muhteşem sunak, sanat değeri emsalsiz heykel duvar kaplamalarıyla antik çağdan kalan anıtsal mimari yapılar arasında çok önemli bir yere sahiptir. Bu sunak aslında bir zafer anıtıdır. Bergama krallarının Galatlara karşı MÖ 165-156 yılları arasında kazandıkları zaferleri ölümsüzleştirmek için yapılmış ve Baş tanrı Zeus ile onun savaş ve akıl tanrıçası sevgili kızı Athena’ya adanmıştır. Pergamonaltar’ın Berlin yolculuğunun kronolojik öyküsü: ======================================= • 1864-1865 yılları arası Aydın yöresinde çalışan Alman yol mühendisi ve arkeolog Karl Humann 1865 kışında Bergama Akropolisini gezerken, tesadüfen bir kaç friz parçası bulur ve birkaç deneme kazısı yapar. Bu kazılarda bir çok antik fragmanlara rastlar ve ayrıca kent planlamasına ilişkin bilgiler de elde eder. • Karl Humann 1878- 1886 yılları arası Berlin Müzesi’nin desteği ile kazılara devam ederek, ünlü Zeus Sunağı’nın kalıntılarını ve kabartmalarını ortaya çıkarır. Daha sonra bu sunağı II. Abdülhamit tarafından verilen izin ile parçalar halinde Berlin Müzesi’ne taşır ve oradaki salonda yeniden kurar. • Bu ameliyenin akabinde Berlin Müzesi Müdürü, Alexander Conze Bergama buluntularını Berlin eski müzesinde ilk defa halka sunar. • 1902 de Sunağın rekonstrüksiyon işleri tamamlanır. Arkeolog Otto Puchstein orijinal sistem ölçüsünü çözerek, frizlerin duvarlara yerleştirilme işini bilimsel bir çözüme kavuşturur. • 1930 da Berlin Müzelerinin 100. yıldönümünde sunağın batı tarafı orijinal büyüklüğünde yeniden inşa edilmiş olarak Yeni Pergamon Müzesi birçok büyük salonla birlikte açılır. Bir gün Bergama’ya yolunuz düşerse, eskiden bu muhteşem sunağın bulunduğu terasta, üç adet çam ağacının yükseldiğini görürsünüz. Bergama kentine hakim olan bu ağaçlar, rüzgarın her esişinde, bu toprakların bağrından parça parça kesilerek sürgüne götürülmüş sunağa, tanrılara ve vatanları Bergama’nın çalınmış kültür ve tarihine sessiz sessiz, melûl melûl ağlar gibidirler... Veya şu mısrayı mırıldanır gibidirler: ____________________________ Muhteşem sunağımız sökülüp götürülmüş inmiş perdeler Hani bizim ulu tanrımız Zeus, akıllı Athenamız, koruyucu Artemisimiz neredeler? Çok uzaklarda gidilip gelinmeyen bir yerdeler Hala ağlıyoruz arkasından tanrılarımızın döneceklerini bile bilmeden…
[Edited at 2011-02-09 17:55 GMT] ▲ Collapse | | | Adnan Özdemir Türkiye Local time: 01:42 Member (2007) German to Turkish + ... TOPIC STARTER Yurtdışına kaçırılan tarihi eserlerden bazıları | Feb 9, 2011 |
Alıntı ____ YURT DIŞINA KAÇIRILAN TARİHİ ESERLER ALMANYA Boğazköy Sfenksi Bergama-Zeus Sunağı Aphrodisias-İhtiyar Balıkçı Heykeli Konya-Beyhekim Camii Mihrabı Hacı İbrahim Veli Türbesi Troya eserleri RUSYA Troya eserleri. AVUSTURYA Suben sınır kapısında ele geçirilen eserler Üçlü Hekate Heykeli ABD Herakles heykeli, Kumluca eserleri. DANİMAR... See more Alıntı ____ YURT DIŞINA KAÇIRILAN TARİHİ ESERLER ALMANYA Boğazköy Sfenksi Bergama-Zeus Sunağı Aphrodisias-İhtiyar Balıkçı Heykeli Konya-Beyhekim Camii Mihrabı Hacı İbrahim Veli Türbesi Troya eserleri RUSYA Troya eserleri. AVUSTURYA Suben sınır kapısında ele geçirilen eserler Üçlü Hekate Heykeli ABD Herakles heykeli, Kumluca eserleri. DANİMARKA Diyarbakır Müzesi Sfenks figürini Akşehir Seydi Mahmut Hayrani Türbesi’ne ait sanduka Cizre Ulu Camii kapı tokmağı Nuru Osmaniye Kütüphanesi Kur-an’ı Kerim yaprakları İTALYA İtalya Interpolü’nce ele geçirilen yazıt. FRANSA Lidya eserler İlgili kaynak ağ bağlantısı: http://www.egelisesi.k12.tr/basarilarimiz/Projeler/proje2005/proje4.pdf
[Edited at 2011-02-09 21:10 GMT] ▲ Collapse | | | Adnan Özdemir Türkiye Local time: 01:42 Member (2007) German to Turkish + ... TOPIC STARTER danimarka'ya... | Feb 9, 2011 |
Alıntı ____ danimarka'ya KAÇIRILAN ESERLER ======================== Seydi Mahmut Hayrani Türbesi Sandukası Seydi Mahmut Hayrani 1268 yılında vefat ettikten sonra onun anısına bir türbe yapılmıştır. Bu türbede bulunan Seydi Mahmut’un sandukası İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesinde 193 numarada kayıtlıdır. Ceviz ağacından yapılmış, devrinin en güzel sanat eseridir. Üzerindeki işlemeler devrinin s... See more Alıntı ____ danimarka'ya KAÇIRILAN ESERLER ======================== Seydi Mahmut Hayrani Türbesi Sandukası Seydi Mahmut Hayrani 1268 yılında vefat ettikten sonra onun anısına bir türbe yapılmıştır. Bu türbede bulunan Seydi Mahmut’un sandukası İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesinde 193 numarada kayıtlıdır. Ceviz ağacından yapılmış, devrinin en güzel sanat eseridir. Üzerindeki işlemeler devrinin sanat özelliğini yansıtır. 2 metre boyundaki sandukanın üzerinde dört tane kitabe bulunmaktadır. Bu gün Danimarka’nın Kopenhag şehrindeki David’s Samling Müzesi’nde sergilenmektedir. Cizre Ulu Cami Kapı Tokmağı 639 yılında kiliseden camiye çevrilen Cizre Ulu Camii çeşitli dönemlerde yenilenmiştir. 1156 yılında inşa edilen dörtgen minarenin üzerindeki firuze kaplamalar dökülmüş durumdadır. Yapının kapısı üzerinde, insan ve hayvan motiflerinin bir arada tasvir edildiği kapı tokmakları Danimarka Kopenhag Müzesi’nde sergilenmektedir. Bu kapı tokmağı tunçtan olmakla kalmıyor üzerinde Cizre ejderleri bulunuyor Sfenks ejderler, badem gözlü sivri kulaklı kanatlı yaratıklara benzetilmiş ve birbirlerinin kanatlarını ısırır şekilde yapılmışlardır Diyarbakır Müzesinden Kaçırılan Sfenks Figürini Diyarbakır Müzesi’nden çalınan sfenks figürininin envanterlerine 1978 tarihinde geçtiğine dikkatimizi çekmişlerdir. Diyarbakır müzesi Raporlarında sfenksin çalıntı tarihi 1979 Aralık Ayı olarak bildirilmiştir. Ancak, 1958 yılında Müze envanterlerine kaydedilen sfenksin, 1964 yılında Prof. Dr. Şerare Yetkin, 1965 yılında Dr.Eva Baer, 1968 yılında Prof.Dr. Nejat Diyarbekirli, 1978 yılında Prof.Dr. Ülker Erginsoy ve daha birkaç kişi tarafından yayımlanmıştır. Ayrıca fotoğraflarından yapılan incelemede Koleksiyon’daki Sfenks’in Diyarbakır Müzesi’nden çalınan sfenks olduğuna hiç şüphe bulunmamaktadır. Bu nedenle Diyarbakır Müzesi kayıtlarından sfenksin çalıntı tarihinin yeniden incelenmesi gerekmektedir. İstanbul Nuru Osmaniye Kütüphanesi Kuran Yaprakları 11 ekim 2001 tarihinde yapılan David’s Samlind Müzesi toplantısında Sfenks figürininden ayrı olarak İstanbul Nur-u Osmaniye Yazma yaprakları bulunmuştur. Müzenin 27 envanter numarasına kayıtlı el yazma Kur’an-ı Kerim’e ait 1001 yılında Sothbey’s de satışa çıkarılmış ve Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla satışı durdurulmuştur. Eserler Kütüphanesi kuran İlgili kaynak ağ bağlantısı: http://www.egelisesi.k12.tr/basarilarimiz/Projeler/proje2005/proje4.pdf
[Edited at 2011-02-10 02:12 GMT] ▲ Collapse | | | Adnan Özdemir Türkiye Local time: 01:42 Member (2007) German to Turkish + ... TOPIC STARTER avusturya'ya... | Feb 9, 2011 |
Alıntı ____ avusturya'ya KAÇIRILAN ESERLER ======================== Avusturya’nın Doretheum kentinde 1997 yılında müzayedede satışa sunulan Üçlü Hekate Heykeli’nin,Adana’nın Ceyhan ilçesinde bulunan Sirkeli Höyükten çalındığı yönündeki Büyükelçilik ihbarı üzerine yapılan çalışmalar sonucu heykelin satışı durduruldu. Eserin Türkiye’den kaçırıldığının ispatlanması ve iadesinin sağlanma... See more Alıntı ____ avusturya'ya KAÇIRILAN ESERLER ======================== Avusturya’nın Doretheum kentinde 1997 yılında müzayedede satışa sunulan Üçlü Hekate Heykeli’nin,Adana’nın Ceyhan ilçesinde bulunan Sirkeli Höyükten çalındığı yönündeki Büyükelçilik ihbarı üzerine yapılan çalışmalar sonucu heykelin satışı durduruldu. Eserin Türkiye’den kaçırıldığının ispatlanması ve iadesinin sağlanması için Ankara Anadolu Medeniyetleri ve Adana müzeleri ile Ankara Üniversitesi’nden konuya ilişkin alınan rapor,Viyana Kültür Müşavirliği aracılığı ile Avusturya makamlarına iletildi.Eserin geri alınması için açılan dava devam ediyor. Avusturya’nın Suben Sınır Kapısı’nda 1999 yılında ele geçirilen eserleri yerinde incelemek üzere İstanbul Arkeoloji Müzeleri ile Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nden 2 uzman Avusturya’da görevlendirildi. Uzmanların hazırladığı rapora göre,eserlerin çoğunluğunun Anadolu kökenli olduğu anlaşıldı.İadeyle ilişkin belgeler,Adalet Bakanlığı’nca Avusturya makamlarına iletildi.Kültür Müşaviri Meral ÇERÇİ,taptığı araştırmada,Hekate Heykeli’nin 46 cm. boyunda olduğunu,heykelin kaidesi üzerinde bulunan üç satırlık yazıtın ilk satırında verilen 164.yıl sayısına göre bu eserin M.Ö.67 yılında başlayan Mopsuhesta(Misis)antik kenti yerel takvimine göre M.S.97 yılına tarihlendiğini saptadığını söyledi İlgili kaynak ağ bağlantısı: http://www.egelisesi.k12.tr/basarilarimiz/Projeler/proje2005/proje4.pdf
[Edited at 2011-02-10 02:13 GMT] ▲ Collapse | |
|
|
Adnan Özdemir Türkiye Local time: 01:42 Member (2007) German to Turkish + ... TOPIC STARTER almanya'ya kaçırılan Truva Hazineleri | Feb 10, 2011 |
almanya'ya KAÇIRILAN TRUVA HAZİNELERİ ============================== A L I N T I ======= Kral Priamos'a ait olduğu söylenen Truva hazineleri 1873 yılında Alman arkeolog Heinrich Schliemann tarafından Türkiye'den kaçırıldı ve Almanya'ya götürüldü.Eserler başta Almanlar'ın elindeyken daha sonraları Rusya'ya kaçırıldı.Hazine su anda Moskova'daki Puşkin müzesinde sergilenmektedir.Bu hazinelerin Ruslar'ın eline nasıl geçtiği... See more almanya'ya KAÇIRILAN TRUVA HAZİNELERİ ============================== A L I N T I ======= Kral Priamos'a ait olduğu söylenen Truva hazineleri 1873 yılında Alman arkeolog Heinrich Schliemann tarafından Türkiye'den kaçırıldı ve Almanya'ya götürüldü.Eserler başta Almanlar'ın elindeyken daha sonraları Rusya'ya kaçırıldı.Hazine su anda Moskova'daki Puşkin müzesinde sergilenmektedir.Bu hazinelerin Ruslar'ın eline nasıl geçtiği bilinmesede hazineler için Türkiya, Almanya, Rusya ve Yunanistan rekabet içindedir. Hazine gösterime açıoldığında toplum hazinelere büyük ilgi göstermiş ve müze yetkilerinden Irana Antonawa bir günde ancak sınırlı sayıda ziyaretçi alabileceklerini söylemiştir.Bunun yanı sıra hazineler için yapılan ülkeler arası sürtüşemelere de Truva Hazineler'i yasal olarak bizim malımızdır şeklinde bir açıklama getirmiştir.Ayrıca Truva hazineleri'nin İkinci Dünya Savaşı tazminatı olatk Almanya'dan alındığı bildirmiştir. Ayrıca TIME dergisi bu konuyla ilgili geniş içerikli bir yazı yayımladı ve yazıda Schliemann'ın kazıları Osmanlı Hükümeti'nden izinsiz gerçekleştirdiğini, kazılar sırasında bugün hisarlık olarak adlandırılan bölgeye büyük ölçüde zarar verdiği ve bölgeden pek çok tarihi eser kaçırdığı yayınlandı. Dergide hazinelerin kaçırıldıktan sonraki öyküsü ise şöyle anlatılıyor: Tarihi eserler Almanya'ya kaçırıldığında 1945 yılına kadar bir hayvanat bahçesinde gizlendi, daha sonra İkinc Dünya Savaşı patlak verdi ve savaşta Almanya'nın yenilmesi üzerişne Sovyat Kızılorduları Berlin'e geldi ve eserleri Moskova'ya götürmek istedi.Bunun üzerine hazine koruyuıcusu Wilhem Unverzagt eserleri sandıklarla Kızılordu'ya verdi.Daha sonraları hazineler Berlin Hükümetince kayıp ilan edildi. Almanya hükümeti'nin hazineleri geri alma adına yaptığı çalışmalar sonuşsuz kaldı.Ayrıca Almanya ile Sovytler Birliği arasında yapılan dostluk anlaşmasında kaçırılan yada kayıp ilan edilen eserlerin iadesi ile ilgili bir madde bulunmamaktadır.Fakat olaylar sadece bu iki ülke arasında sürmemekte.Hazinelerin Atina'da sergilenmesine Yunanis'tan adeta can atmakta ve Türkiye'de hazinelerin ana vatanına gönderilmesi için Kültür Bakanlığı aracılığıyla pek çok görüşme gerçekleştiriyor. Öte yandan Truva Antik Kenti'nin milli park haline getirilmesi Türkiye'de halen bir istek iken Alamnya bu konunun üstüne fazlaca eğiliyor.Ayrıca Rusya'nın çıkardığı yeni yasayla da ele geçirilen tarihi eserlerin iadesinin söz konusu olamayacağı bildiriliyor ve Almanya'nın bu konudaki girişimlerine kısaca "hayır" deniyor İlgili kaynak ağ bağlantısı: http://www.egelisesi.k12.tr/basarilarimiz/Projeler/proje2005/proje4.pdf
[Edited at 2011-02-10 02:14 GMT] ▲ Collapse | | | ATIL KAYHAN Türkiye Local time: 01:42 Member (2007) Turkish to English + ... Nasreddin Hoca | Feb 10, 2011 |
Bu Nasreddin Hocanin "hirsizin hiç mi suçu yok" hikayesine benziyor ama bu eserler bir zamanlar Türkiye topraklarinda idi ve bir sekilde çalindi ise bunun sorumlusu bunun için gereken tüm önlemleri almayan (teknolojik sistemler, vs) Türkiye'dir. Bu tür eserlerin çalinip çalinmamasi sansa birakilmamalidir. Bugün Topkapi Sarayinda çalinmaya karsi ne gibi önlemlerin oldugunu oraya en az bir kez gitmis herkes bilebilir. Bu önlemler bir lüks degil bir zorunluluktur. Toplumsal mira... See more Bu Nasreddin Hocanin "hirsizin hiç mi suçu yok" hikayesine benziyor ama bu eserler bir zamanlar Türkiye topraklarinda idi ve bir sekilde çalindi ise bunun sorumlusu bunun için gereken tüm önlemleri almayan (teknolojik sistemler, vs) Türkiye'dir. Bu tür eserlerin çalinip çalinmamasi sansa birakilmamalidir. Bugün Topkapi Sarayinda çalinmaya karsi ne gibi önlemlerin oldugunu oraya en az bir kez gitmis herkes bilebilir. Bu önlemler bir lüks degil bir zorunluluktur. Toplumsal mirasi korumak da bir lüks degildir, bir zorunluluktur, bir sorumluluktur. Günümüzde basit bir evi korumak için dahi son derece teknolojik önlemler mevcuttur. Neyse, sanirim vurgulamak istedigim konu anlasilmistir. ▲ Collapse | | | To report site rules violations or get help, contact a site moderator: You can also contact site staff by submitting a support request » Dünya Medeniyetler Şampiyonu Anadolumuzdan Kaçırılan Eserlerimiz No recent translation news about Türkiye. |
Wordfast Pro | Translation Memory Software for Any Platform
Exclusive discount for ProZ.com users!
Save over 13% when purchasing Wordfast Pro through ProZ.com. Wordfast is the world's #1 provider of platform-independent Translation Memory software. Consistently ranked the most user-friendly and highest value
Buy now! » |
| Trados Business Manager Lite | Create customer quotes and invoices from within Trados Studio
Trados Business Manager Lite helps to simplify and speed up some of the daily tasks, such as invoicing and reporting, associated with running your freelance translation business.
More info » |
|
| | | | X Sign in to your ProZ.com account... | | | | | |