Pages in topic: < [1 2 3 4 5 6 7 8] > | Gözaltına alınan çevirmen Thread poster: Karahan Sisman
| Bu olaya örnek olarak bence köprüden çok | Oct 5, 2011 |
M. Ali Bayraktar wrote: İstanbul Boğaz Köprüsünü kullanarak Avrupa yakasına geçen ve orada birini öldüren bir suçlunun durumunda İstanbul Boğaz Köprüsü ne kadar suçluysa, burada da bu kitabın çevirmeni o kadar suçludur.
[Edited at 2011-10-05 08:59 GMT] Pandora'nın kutuyu açması ya da şişe içindeki cini birinin mantarını açarak serbest bırakması daha fazla uymakta. Öyküye göreZeus, Pandora'ya evlilik hediyesi olarak topraktan yapılmış, çömlek benzeri bir kutu hediye eder ama bu kutu asla açılmamalıdır. Bir süre sonra merakına yenilen Pandora, kutuyu açar ve içinden tüm kötülüklerin dünyaya yayılmasına neden olur. Son anda kapattığı sandığın içinde ise geriye sadece umut kalır. Umudum bu noktada bu çevirinin insanları kötü etkilememesi. Bizde de "açtırma kutuyu söyletme kötüyü" demezler mi? | | | Şadan Öz Türkiye Local time: 00:26 English to Turkish
Haluk Erkan wrote: sanırım(!) buna istinaden aşağıdaki yakıştırma gelmiş: Her mesleğin iktidarla ilişkileri bakımından zıt örnekleri bulunduğunu düşünüyorum. İki çevirmen adını anarak derdimi anlatmaya çalışayım: Funda Uncu ve Egemen Bağış. Biri meslektaşları tarafından bile yekten şöhret peşinde koşmakla, provokasyonla vb. şeylerle suçlanan bir çevirmen, diğeri devrin paşası.
...ki ben bunu pek yakışıklı bulmadım. neden mi? (dikkat! kası-yorum) Şöyle bir düzeltme yapayım: "şöhret peşinde koşmakla, provokasyonla vb. şeylerle suçlanabilen..." Ben direkt sizin yazınızı hedef alarak söylemedim. Ortam buna açık ama.
[Değişiklik saati 2011-10-05 19:31 GMT] | | | Şadan Öz Türkiye Local time: 00:26 English to Turkish
TurkishEnglishTranslator.com "Бёcäטsع Լîfe's cômplicåtعd eñøugh" demiş ki:...Bu bağlamda 6 saat emniyette tutulup, haketmediği davranışla karşılaşmasına karşı çıkabilirim fakat toplumda oluşturacağı tahribatın da engellenmesine karşı çıkmam mümkün değil. Özetle kanımca kitabı toplanabilir, kendisi hapsedilebilir fakat hakaret edilemez. Herkese iyi çalışmalar. Evet, bu çok önemli bir nokta. Bu arada, Çevbir'den bir duyuru daha: Yumuşak Makine Davası Şimdilik yargılamakla yetiniyorlar... Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu, eserleri bugün dünyanın dört bir yanında ders olarak okutulan William Burroughs'un Yumuşak Makine adlı yapıtının edebi eser niteliği taşımadığına hükmetmiş, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da kitabın içeriğinden ötürü Sel Yayıncılık ve çevirmen Süha Sertabiboğlu'nu mahkemeye sevk etmiştir. Bundan elli yıl önce yayımlanmış bir edebiyat eserine karşı, "Zira insanlar ilkel hayatlarından bugüne kadar dünyanın her yerinde ve her toplumunda cinsi uzuv bölgelerini kapalı tutmayı ve cinsi münasebetin gizliliğini vazgeçilmez kural olarak uygulaya gelmişlerdir. Bu, toplumumuzda da böyledir" gibi tuhaf yargılarla, uluslararası toplumda ancak trajikomik olarak algılanabilecek bir yaklaşımda bulunulmuş ve dolayısıyla, hepimizi utandıran bu tutuma imza atılmıştır. Milyonlarca çocuğun sefalet ve yoksunlukla yüz yüze olduğu, temel sağlık hizmetlerinden mahrum bırakıldığı, devlet denetimindeki kurumlarda şiddete, işkenceye ve tacize maruz kaldığı, hatta hüküm verilerek cezaevine gönderildiği ülkemiz koşullarında, devletin, "çocukları koruma" sorumluluğunu, ifade özgürlüğünü kısıtlamaya alet etmesini protesto ediyoruz. Meslektaşımız, çevirmen Süha Sertabiboğlu'nu aklanana kadar destekliyor, çevirmenlik mesleğinin karalanmasına izin vermiyoruz... Sessiz kalırsak yakmaya da başlarlar! TURAN PARLAK Not: Yumuşak Makine davasının ikinci duruşması 11 Ekim Salı günü saat 9'da Çağlayan Adliyesi'ndeki İkinci Asliye Ceza Mahkemesi'nde yapılacak. Duyarlılığımızı ve desteğimizi göstermenin tam zamanıdır; bekliyoruz! | | | Yine yol göründü gurbete :) | Oct 6, 2011 |
kitabın yeni basımlarının arka kapağına eklenen raporun özet kısmı: "inceleme bölümünde de belirtildiği gibi yazar hiçbir değer sistemini dikkate almayan, disiplinsiz anti sosyal bir seks bağımlısı tipi ile şahsiyetleştirdiği "yumuşak makine" isimli kitapta bir konu bütünlüğü olmadığı, gelişigüzel kaleme alınarak anlatım bütünlüğüne de riayet edilmediği, genelde argo ve amiyane tabirlerle kopuk anlatım tarzının benimsendiği, özellikle er... See more kitabın yeni basımlarının arka kapağına eklenen raporun özet kısmı: "inceleme bölümünde de belirtildiği gibi yazar hiçbir değer sistemini dikkate almayan, disiplinsiz anti sosyal bir seks bağımlısı tipi ile şahsiyetleştirdiği "yumuşak makine" isimli kitapta bir konu bütünlüğü olmadığı, gelişigüzel kaleme alınarak anlatım bütünlüğüne de riayet edilmediği, genelde argo ve amiyane tabirlerle kopuk anlatım tarzının benimsendiği, özellikle erkek erkeğe cinsel ilişkilerin zaman ve yer tasvirleriyle ar ve hayâ duygularını rencide edecek ölçüde anlatıldığı, zaman zaman tarihi mitolojik unsurların yaşam tarzlarından örnekler vererek kişisel ve objektif olmayan gerçek dışı yorumlarda bulunduğu anlaşılmaktadır. mezkûr kitabın bu haliyle edebi eser niteliği taşımadığı, okuyucu haznesine ilave katkısının olmayacağı, kriminolojik açıdan da kitapta, insanın bayağı, adi, zayıf yönlerinin işlenmesinin okuyucu üzerinde suça izin verici tavırları geliştirmektedir." BİR YERDEN İNDİREBİLİRSEM VE ZAMANIM OLURSA GÖZ ATMAYA ÇALIŞACAĞIM Bu arada Şadan Bey: El proz külli tercüman diye bir paylaşım ortamı olmadığı için o zamanın şartlarını bilemiyorum ama şöyle bir hesaplama yaptım: Kanuni zamanında bir tercümanın yaptırdığı cami ve okulu bugüne vurursak herhalde Sapphire binası ya da Sabancı ikiz kulelerine denk geliyor. Herhalde bugünün parası 50-60 TL/ 1000 huruf falana çalışıyorlardı. O zamanda çalışmayı tercih ederdim
[Edited at 2011-10-06 04:36 GMT]
[Edited at 2011-10-06 07:07 GMT] ▲ Collapse | |
|
|
Kitabı henüz bulamadım | Oct 6, 2011 |
Fakat Süha Sertabiboğlu'nun Çeviri ve Çevirmenlik Üzerine Tezler yazısı bence her çevirmenin okuması gereken bir yazı: http://ceviribilim.com/?p=11 Bazı alıntılar: -Çeviri bize dünyayı gösteren bir pencereye, çevirmense bu pencerenin camına benzetilebilir. Çevirmen kötü bir kitabı iyi hale getiremez, fakat iyi bir kitabı berbat edebilir. Ben kötü çev... See more Fakat Süha Sertabiboğlu'nun Çeviri ve Çevirmenlik Üzerine Tezler yazısı bence her çevirmenin okuması gereken bir yazı: http://ceviribilim.com/?p=11 Bazı alıntılar: -Çeviri bize dünyayı gösteren bir pencereye, çevirmense bu pencerenin camına benzetilebilir. Çevirmen kötü bir kitabı iyi hale getiremez, fakat iyi bir kitabı berbat edebilir. Ben kötü çevirilerden illallah demiş bir okurum ve satın aldığım her üç yabancı kökenli kitaptan ikisinin kötü çeviri çıktığını söylesem hiç abartmış olmam. Bu yüzden, çeviri kitap satın almaktan korkar oldum diyebilirim. -Çevirmenlik genelde, yabancı dili çok iyi bilmekle özdeşleştirilir. Oysa, çevirmenlik becerisinin tümünü on basamaklı bir merdiven olarak düşünürsek bunun ilk üç basamağı yabancı dil, kalan yedi basamağıysa Türkçe yetisidir. -Cümle çevrilmez; anlam ve söylem çevrilir. Yani yazar ne demek istemiş ve bunu nasıl söylemiş; çeviride yansıtılması gereken budur. Gerçek anlamı “boşver” olan “let it be”nin “bırak, olsun” diye çevrilmesine dek varan, üstelik ingiliz filolojisi mezunları tarafından yapılmış ne gülünç çeviri yanlışlarıyla karşılaştık bugüne dek. -Rahatsız edici durumların en başta geleni, sesli bir harfle biten bir sözcüğün ardından yine sesli harfle başlayan bir sözcüğün gelmesidir ve bundan mümkün olduğunca kaçınmak gerekir. Yabancıların Nâzım Hikmet’in şiirlerini çok müzikal bulduğuna ve tek kelimesini anlamadıkları halde, dinlemekten hoşlandıklarına tanık oldum. Nâzım Hikmet’in şiirlerindeki müzikal etkiyi yaratan birincil neden, Nâzım’ın bu kurala çok dikkat etmesidir. “İşte dağlar, hem de mavi, hem de serin / İşte sabah seyranı tilkilerin” dizelerine bu kurala ters gelen tek bir hece koysanız müzikallik yok olur. -İyi çevirmen, yazarla okuru baş başa bırakıp aradan yok olmalı, hiç fark edilmemelidir. Bunu içine sindiremeyen, yani mutfaktan hiç çıkmamayı kabullenemeyenler çeviriyi bırakıp kendi kitaplarını yazmayı denemelidir. UZUN BİR YAZI FAKAT ÇOK YARARLI. BOŞ ZAMANI OLANLAR GÖZ ATABİLİR. HERKESE İYİ GÜNLER. - ▲ Collapse | | | So far so bad :( | Oct 6, 2011 |
Amerikalı Eleştirmenlerce yapılan eleştirilerde ( http://books.google.com/books?id=Aei26HlTs_YC&sitesec=reviews ): Junk Mr. Burroughs knows and junk he writes. His latest embarrassment of scatological graffiti makes his Naked Lunch go down like an egg flip. The Soft Machine is picaresque pornography, obfuscated by sodomy, sado-masochism, pederasty, and necrop... See more Amerikalı Eleştirmenlerce yapılan eleştirilerde ( http://books.google.com/books?id=Aei26HlTs_YC&sitesec=reviews ): Junk Mr. Burroughs knows and junk he writes. His latest embarrassment of scatological graffiti makes his Naked Lunch go down like an egg flip. The Soft Machine is picaresque pornography, obfuscated by sodomy, sado-masochism, pederasty, and necrophilia. It is also extremely boring. The title refers to the flaccid equipment of a homosexual and the scene is for the most part Peru porno, sıkıcı,sado-maşosit, vs.vs. diye başlayıp Maybe could've been a little less gay sex and more apocalyptic sci-fi stuff. Biraz daha homoseksüel cinselliğe az yer verebilirdi demekte. Okumaya başlarsam akibetimin Z.Beyaz hocaya benzemesinden korkuyorum ve bu gidişle 3. bir defa daha Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu'nun bir kararını haklı bulursam deli-taş bağlantısı doğrultusunda aldıkları kararlara haklı olarak da karşı gelseler dahi hiçbir eleştiriyi ne inceleyeceğim ne de kaale alacağım. Çevirmenlerimiz Sn. Süha Sertabiboğlu'nun "Biraz abartılı bir iddia gibi gelen bu fikri şu şekilde savunmaya çalışayım dilerseniz: Dünyanın çok okuyan halkları kitap okuma zevkini dünyanın dört bir yanından gelen, birbirinden güzel edebiyat başyapıtlarını okuyarak edindi. Bunları okuyarak edebiyata vuruldular, ellerinden bırakamadan, gece gündüz okudukları romanlar sayesinde birer edebiyat hastası ve giderek birer kitap kurdu oldular. " şeklindeki iddiası doğrultusunda çevrilmesi gereken Türk eserlerini çeviremezler mi? Niye Mevlana eserleri Annemarie Schimmel, William Chittick, R.A. Nicholson, Coleman Barks, A.J. Arberry vs tarafından çevrilir. Mahi-derya ilişkisinden mi?
[Edited at 2011-10-06 14:21 GMT] ▲ Collapse | | | Haluk Erkan Türkiye Local time: 00:26 German to Turkish + ...
M. Ali Bayraktar wrote: İstanbul Boğaz Köprüsünü kullanarak Avrupa yakasına geçen ve orada birini öldüren bir suçlunun durumunda İstanbul Boğaz Köprüsü ne kadar suçluysa, burada da bu kitabın çevirmeni o kadar suçludur. basit mi yani... kitle imha silahlarının son teknolojiyle üretimi, depolanması ve kullanımı kılavuzunu sırt çantasında taşınabilir atom bombası el kitapçığını 10 adımda şehir gerillası taktiklerini sübyen çocukları tavlama metodlarını metropollerde panik yaratmak için altın öğütleri yabancı hesaplardan sınırsız sorunsuz para aktarma ve aklamayı yekten çevirmekten kaçınmazsınız öyle mi? inanmıyorum... | | | Şadan Öz Türkiye Local time: 00:26 English to Turkish
TurkishEnglishTranslator.com "Бёcäטsع Լîfe's cômplicåtعd eñøugh" demiş ki: Okumaya başlarsam akibetimin Z.Beyaz hocaya benzemesinden korkuyorum Günün en keyif veren yorumu oldu bu benim için! Çok yaşayın (bu konuda kararlı olduğunuzu da biliyorum zaten). : )) | |
|
|
Şadan Öz Türkiye Local time: 00:26 English to Turkish
TurkishEnglishTranslator.com "Бёcäטsع Լîfe's cômplicåtعd eñøugh" demiş ki: Çevirmenlerimiz ... çevrilmesi gereken Türk eserlerini çeviremezler mi? Niye Mevlana eserleri Annemarie Schimmel, William Chittick, R.A. Nicholson, Coleman Barks, A.J. Arberry vs tarafından çevrilir. Bence doğrusu bu. Hedef dil, çevirmenin ana dili olmalı. Hele böyle metinlerde. Ben Mevlana'yı İngilizce'ye çevirsem güler vatandaşlar. Misal, Puşkin'i Türkiye'de bir süre yaşayıp Türkçe eğitim görmüş bir Rus yerine Ataol Behramoğlu'ndan okumayı tercih ederim. | | |
Haluk Erkan wrote: M. Ali Bayraktar wrote: İstanbul Boğaz Köprüsünü kullanarak Avrupa yakasına geçen ve orada birini öldüren bir suçlunun durumunda İstanbul Boğaz Köprüsü ne kadar suçluysa, burada da bu kitabın çevirmeni o kadar suçludur. basit mi yani... kitle imha silahlarının son teknolojiyle üretimi, depolanması ve kullanımı kılavuzunu sırt çantasında taşınabilir atom bombası el kitapçığını 10 adımda şehir gerillası taktiklerini sübyen çocukları tavlama metodlarını metropollerde panik yaratmak için altın öğütleri yabancı hesaplardan sınırsız sorunsuz para aktarma ve aklamayı yekten çevirmekten kaçınmazsınız öyle mi? inanmıyorum... Bu yazılarla benim söylediklerimin ne alakası var? Eğer alaka kuruyorsanız o zaman bana bu kendi üretiminiz cümleleri yazıp soru sormadan önce yapmanız gereken öncelikli şey "Boğaz Köprüsü Yıkılsın" demektir. Ayrıca benim yükümlülüğüm insan haklarına ve kanunlara uymak. Sizin ahlak değer ve yargılarınıza uyacağıma dair bir taahhütte bulunmadım ki kendi bakış açınızla beni tartmaya kalkışasınız. Sizin mantıkla gidersek ben de sizin bir yazınızı alıntılayıp, altına da : "Bu kadar basit mi?" "Hırsızlık yapan cezasız mı kalsın?" "Adam öldürenler elini kolunu sallaya sallaya sokakta mı gezsin?" vb ifadeler yazarım. Nasıl olsa gördüğüm kadarıyla etik anlayışınız yok. Bu adam bunu mu demiş, dememiş mi vs hiç zerre vicdan muhasebesi yapmadan saydırmışsınız yazıları. Bu yanlış! Benim yazılarımdaki içeriği siz değil bırakın da ben tayin edeyim. | | |
Sadan Oz wrote: TurkishEnglishTranslator.com "Бёcäטsع Լîfe's cômplicåtعd eñøugh" demiş ki: ...Bu bağlamda 6 saat emniyette tutulup, haketmediği davranışla karşılaşmasına karşı çıkabilirim fakat toplumda oluşturacağı tahribatın da engellenmesine karşı çıkmam mümkün değil. Özetle kanımca kitabı toplanabilir, kendisi hapsedilebilir fakat hakaret edilemez. Herkese iyi çalışmalar. Evet, bu çok önemli bir nokta. Avustralya Amerika örneğindeki nazik cezalandırma gibi http://www.youtube.com/watch?v=KJOdpwL6X6A Bart: Hey, G.I.Joe: your sign's broken. We're already in Australia. Marine: Actually, Sir, the embassy is considered American soil, Sir! Homer: Really? Look, boy, now I'm in Australia...[hops over the line] Now I'm in America...Australia! America! Bart: I get it, Dad. Homer: Australia! America! Marge: Homer, that's enough! Homer: Australia! America! [gets punched] Ow! Marine: Here in America we don't tolerate that kind of crap, Sir!
[Edited at 2011-10-09 13:24 GMT] | | | Haluk Erkan Türkiye Local time: 00:26 German to Turkish + ...
TurkishEnglishTranslator.com "Бёcäטsع Լîfe's cômplicåtعd eñøugh" demiş ki: Bart: Hey, G.I.Joe: your sign's broken. We're already in Australia. Marine: Actually, Sir, the embassy is considered American soil, Sir! Homer: Really? Look, boy, now I'm in Australia...[hops over the line] Now I'm in America...Australia! America! Bart: I get it, Dad. Homer: Australia! America! Marge: Homer, that's enough! Homer: Australia! America! [gets punched] Ow! Marine: Here in America we don't tolerate that kind of crap, Sir! aga bunların ne mal olduklarını hepimiz bilmiyor muyuz allah aşkına böyle abidig gubidik şeylere mi inancaz aha ırak aha afganistan aha hiroşima bi de insan haklarından ahkam kesmeleri yok mu hasbinallah ______________________________________________________________ acı var mı acı konu neydi konu | |
|
|
Haluk Erkan Türkiye Local time: 00:26 German to Turkish + ... | Haluk Erkan Türkiye Local time: 00:26 German to Turkish + ... | Haluk Erkan Türkiye Local time: 00:26 German to Turkish + ... 2011 karnaval pazartesi akşamında merkez tren garında neler yaşanmış | Nov 13, 2011 |
Bir bayan, tercüme yapmak amacıyla bir polis karakoluna girer. İki saat sonra karakolu terk eder. Alnında kocaman bir şişlik vardır, pantolonu ıslaktır. Olayın hemen ardından bir doktor beyin sarsıntısı, burkulmalar, darplar, şişkinlikler tespit eder. 2011 karnaval pazartesi akşamında merkez tren garında neler yaşanmıştır? Franka Schneider (isim değiştirilmiştir) 59 yaşında, 40 yıldır Almaya'da yaşıyor, Romen dili tercümanı, nedensiz yere iki polis ... See more Bir bayan, tercüme yapmak amacıyla bir polis karakoluna girer. İki saat sonra karakolu terk eder. Alnında kocaman bir şişlik vardır, pantolonu ıslaktır. Olayın hemen ardından bir doktor beyin sarsıntısı, burkulmalar, darplar, şişkinlikler tespit eder. 2011 karnaval pazartesi akşamında merkez tren garında neler yaşanmıştır? Franka Schneider (isim değiştirilmiştir) 59 yaşında, 40 yıldır Almaya'da yaşıyor, Romen dili tercümanı, nedensiz yere iki polis tarafından kötü muamele gördüğünü söylüyor. Polis memurları bunu reddediyorlar ve Schneider'in kimliğini vermek istemediğini, bunun için de zora başvurduklarını söylüyorlar. Schneider ve polisler karşılıklı olarak birbirlerinden şikâyetçi oluyorlar. Polis memurlarına karşı yürütülen soruşturma durduruluyor - ancak Franka Schneider hakkında "ceza alınmasını engellemeye yeltenme", "polis memurlarına karşı direnme", "kasti adam yaralama", "hakaret etme" ve "yalan ithamda bulunma" suçlarından cezai işlemler yürütülüyor. Ancak sadece şu kesindir: Bayan Schneider, bir bıçaklama olayını aydınlatmak için gar karakoluna çağrılan iki Romanyalı için tercümanlık yapacaktı. Bu iki işçi, daha önce Alman Gümrük Birimleri tarafından kaçak göçmen araması yapılan bir şantiyede, kendi memleketlerinden bir adamın kurbanı olmuşlar. Schneider Gümrük Birimleri için de tercümanlık yapmıştı, şimdi de polis için yapacaktı. Küçük karakolda olay büyür. Polisler olayı şöyle anlatıyor: Schneider, bıçaklayan şâhısı tanıdığını, hatta çantasında isminin yazılı olduğu bir not olduğunu anlatmış. Polisin ısrarla talep etmesine rağmen bu ismi ve kendi kimlik bilgilerini vermemiş. Bayan Schneider olayın şahidi olduğundan kendisinin kimlik bilgilerine ihtiyaçları varmış. Israrla yapılan tehditlere kaşı inatçı tavrını sürdüren bayan, çantasının içindeki kimliğine ulaşmak için eli arkasına kıvrılarak tutulmuş. Bu esnada bayan o kadar karşı koymuş ki, alnıyla duvara çarpmış ve bu nedenle de alnındaki şişkinlik oluşmuş. Bunun yanı sıra bayan, polis memurlarına hakaret etmiş ve tekmelemiş. Buna karşın Bayan Schneider, polis karakoluna geldiğinde gergin bir atmosfer algıladığı anlatıyor. Kızgın bir polis memuru, Gümrük Birimleri'nin yaptığı soruşturmayı öğrenmek ister, fakat susma mecburiyeti nedeniyle bu konu hakkında bir şey söylemez. Kendisi, olayı bildiği halde saklamakla suçlanır. Herhangi bir suç işlemediğinden kimlik bilgilerini vermez. Polis memurları bu nedenle kendisine bağırmışlar ve kolunu sırtına kıvırmışlar. Polis memurunun biri başını üç kere duvara ya da kapıya vurmuş. Tekrar tekrar tuvalete gitmek için ricada bulunduysa da, tuvalete gitmesine müsaade edilmemiş, bu nedenle de içinde bulunduğu heyecanla altını ıslatmış. Verilen ceza hükmüne göre Bayan Schneider şimdi 2700 Avro ödeyecek, günlük 30 Avro'dan 90 gün. Bunu kabul etmek istemiyor. Avukatı Angelika Lex, polis memurları hakkında yürütülen soruşturmasının durdurulması konusunda şikâyette bulundu. Sanık iki polisin yaptıkları ifadelerde ve o zaman oraya çağrılan Federal Polislerin ifadelerinde gözle görülür çelişkiler tespit ediyor. Bayan Lex özellikle de genç, kuvvetli ve devamlı spor yapan iki erkek polisin nasıl olur da epey yaşlı bir bayanın el çantasını alamadıklarını inandırıcı bulmaz. Ve bu bayanın, polisin elinden kurtulabilmesini de. Savcılık geniş çaplı bir soruşturmadan bahsederken, bütün bu olayların yaşandığı zaman karakolda bulunan iki Romen'in şahit olarak ifadesi alınmamasını eleştiriyor. Buna karşın bayana verilen ceza hükmüyse sadece polis memurlarının ifadelerine dayanıyor. Lex, mahkemede esas hakkında duruşma yapılmasını hedefliyor ki böylece Merkez Garı karakolundaki tuhaf gece aydınlatılabilinsin. ______________________________________________________________________ http://www.sueddeutsche.de/muenchen/verletzung-nach-besuch-auf-wache-im-polizeigriff-1.1168371 Almancadan çeviren: Haluk Erkan (c) ▲ Collapse | | | Pages in topic: < [1 2 3 4 5 6 7 8] > | To report site rules violations or get help, contact a site moderator: You can also contact site staff by submitting a support request » Gözaltına alınan çevirmen No recent translation news about Türkiye. |
Trados Studio 2022 Freelance | The leading translation software used by over 270,000 translators.
Designed with your feedback in mind, Trados Studio 2022 delivers an unrivalled, powerful desktop
and cloud solution, empowering you to work in the most efficient and cost-effective way.
More info » |
| Trados Business Manager Lite | Create customer quotes and invoices from within Trados Studio
Trados Business Manager Lite helps to simplify and speed up some of the daily tasks, such as invoicing and reporting, associated with running your freelance translation business.
More info » |
|
| | | | X Sign in to your ProZ.com account... | | | | | |