Pages in topic:   < [1 2 3 4 5] >
18 Mayıs 2007 Cuma günü saat 19:00'da Çeviri Camiası mensupları İstanbul'da bir araya geliyor
Thread poster: BÜLENT CEM ARK
BÜLENT CEM ARK
BÜLENT CEM ARK  Identity Verified
Türkiye
Local time: 06:14
English to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
Tarif edilen profildeki çevirmenler mi örgütlenmeyi yapacaklar? May 18, 2007

Ne olur yapmayın arkadaşlar. Ben burada gülmekten yerlere yattım.

Yahu para kazanmak için gecesini gündüzüne katan ve "düne" yetişmesi gereken çeviri işlerini yetiştirme gayretinde olan hangi çevirmen mesleki örgütlenme işlerine vakit ayırabilir?

Cevap veriyorum. Ayıramaz. 3 senedir Çeviri Derneği üyesiyim. Çevirmenlerin vakti nakittir.

Bugüne kadar çevirmenlikten hayatını kazanan birçok dernek üyemizin bu önemli gerekçe sebe
... See more
Ne olur yapmayın arkadaşlar. Ben burada gülmekten yerlere yattım.

Yahu para kazanmak için gecesini gündüzüne katan ve "düne" yetişmesi gereken çeviri işlerini yetiştirme gayretinde olan hangi çevirmen mesleki örgütlenme işlerine vakit ayırabilir?

Cevap veriyorum. Ayıramaz. 3 senedir Çeviri Derneği üyesiyim. Çevirmenlerin vakti nakittir.

Bugüne kadar çevirmenlikten hayatını kazanan birçok dernek üyemizin bu önemli gerekçe sebebiyle derneğin gelişimine katkıları sınırlı olmuştur.

Beni samimiyete ve ciddiyete çağıran insanlar, bu önemli ayrıntıyı göz ardı ediyor olabilirler mi?

Bence öyle. Ama hâlâ bunun farkındalar mı bundan kuşkuluyum.

Gecesini gündüzüne katarak çalışan çevirmenlerin bir dönem sonra ciddi sağlık sorunları yaşadığını da görmüş ve gözlemlemiş bir kişiyim.

Hepimizin para kazanması gerekiyor tabii ama hiçbir şeyin sağlıktan daha önemli olmadığını düşünen bir insan olarak "Köle Çevirmen" olmaya razı değilim.

Bu düşüncesini açıkça beyan edene de, etmeyen kadar saygı göstermenizi beklerdim.

Sevgili Şadan ÖZ'ün yazılarına gelince.

Kendisiyle gerek yemekte, gerekse telefonda birkaç kez sohbet etme fırsatımız oldu.

Yaptığımız konuşmalarda, en çok beğendiğim özelliği eleştirilerini açık ve bir o kadar da yapıcı bir dille yapıyor olmasıdır.

Yapıcı bir dille konuşabilen bir insanın yazılarında bu kadar sert ve tahrik edici ifadeler kullanmasına hem hayret ettim, hem de üzüldüm.

Bunu söylemiş olmak istemezdim ama kullanmış olduğu ifadelerden ötürü kendisini şiddetle kınıyorum.

Arkadaşlar ben sizden tek birşey istiyorum.

O da hantal yapıda çalışan ama bir o kadar da meslek odası kurma hedefini tüzüğüne koymuş olan Çeviri Derneğine üyelik başvurusunda bulunmanız.

Belki sizlerin katkılarıyla üyesi olduğum dernekte birtakım iyiye gidişler olabilir.

Ama bunun için zaman ayırabilecek misiniz?

Diyelim ayıramadınız. O zaman para koyabilecek misiniz?

Eğer bunların ikisini de yapamayacaksanız, herhangi bir mesleki örgütlenme içine hiç girme zahmetinde bulunmayın daha iyi.

Çünkü Çeviri Derneğinde üye olup da derneğin gelişmesi için emek harcamayan çok insan var.

Onların arasında yer almanızdansa burada değerli yazılarınızı zevkle okumayı tercih ederim....

Ancak,

Meslek Odasının kurulması gerçekten önemli ve gerekli diyorsanız, bunun için ciddi ter dökmek gerekiyor. Bu da hiç öyle kolay bir iş değil.

Nizamettin Bey'in bu konuda beni anlamış olmasına çok sevindim.

En son 110 civarında üyesi olduğunu bildiğim Çeviri Derneğinin meslek odası kuruluş çalışmalarına başlayabilmesi için üye sayısının 500'e ulaşması gerekli.

Çevirmenlik yapmaya haiz olduğunu belgeleyebilecek 500 gerçek kişinin başvurusuyla bir meslek odasının kurulabildiğini sizlere hatırlatmak isterim.

( Sayın Baybars ARAZ çevirmenlik mesleğinin tanımının İŞKUR'da yer aldığını söylemişti.

11 Nisan2007 tarihinde İŞKUR'a yapmış olduğum bilgi edinme talebim, San. ve Tic. Bak'lığının Esnaf ve Sanatkârlar Genel Müdürlüğüne yönlendirildi.

Daha sonra, bu birimden gelen yazılı cevapta, oda kuruluşu için gereken kişi sayısı yukarıda gördüğünüz rakam olarak belirtilmiştir.)

Şimdi size soruyorum:

Tarif ettiğiniz profildeki çevirmenlerin, böyle zor bir işi yapabileceklerine inanıyor musunuz?

İnanıyorum ve bunun nasıl yapılabileceğini biliyorum diyen arkadaşlarımızın nasıl yapabileceği ile ilgili görüş ve önerilerini bekliyorum.

Belki bu sayede, yeniden çözüm yoluna girebiliriz...

Hepinize saygılar sunuyorum.

Cem ARK
Collapse


 
Özden Arıkan
Özden Arıkan  Identity Verified
Germany
Local time: 05:14
Member
English to Turkish
+ ...
Zorunlu hareketler tamamlandı May 19, 2007

Kınama, reddetme, olumsuzlama kategorilerinde hepimiz kotamızı doldurduk. Bundan sonra artistik hareketler lütfen: Dostane, nazikane ve pozitif bir şekilde devam edelim ki devam edebilelim...


Konuya dönecek olursak... bir işin içindeki insanların o işle ilgili örgütlenmeye zaman, enerji ve belki kapasite de yetiremeyeceği şeklindeki görüşün sanıyorum ikbalden düştüğü bir çağda yaşıyoruz.

Bir de burada zaten hepimiz İnternet üzerindey
... See more
Kınama, reddetme, olumsuzlama kategorilerinde hepimiz kotamızı doldurduk. Bundan sonra artistik hareketler lütfen: Dostane, nazikane ve pozitif bir şekilde devam edelim ki devam edebilelim...


Konuya dönecek olursak... bir işin içindeki insanların o işle ilgili örgütlenmeye zaman, enerji ve belki kapasite de yetiremeyeceği şeklindeki görüşün sanıyorum ikbalden düştüğü bir çağda yaşıyoruz.

Bir de burada zaten hepimiz İnternet üzerindeyiz. Kendini köle gibi hisseden var mı aramızda, bilmiyorum. Olsa olsa global köleler olabiliriz herhalde İnternet pazarında iş yapan bir çevirmen ile yerel bürolara iş yapan bir çevirmen, bürolara iş yapan bir çevirmen ile doğrudan sanayi veya devlet kuruluşlarına iş yapan bir çevirmen, dünyanın hangi ülkesinde olurlarsa olsunlar, hangi ortak çıkarlar için birlikte örgütlenecekler? Bu işin bir boyutu: Çıkarları aynı değil bu insanların. Örgütlenme için de, ortak çıkarların üstüne çıkacak bir saik olacağına inanmıyorum.

Bir başka boyut: Bir kitap çevirmeniyle konferans tercümanı, dublaj ve altyazı çevirisi yapan biriyle basın ajanslarına çalışan bir çevirmen... mahkeme tercümanı, noter çevirmeni, kullanma kılavuzu çevirmeni, reklam çevirmeni... efendim, siz sayın işte. Bütün bu insanların aynı çatı altında bir araya gelmesi için bir neden olması gerekiyor. Çevirmenlerin oda gibi resmi düzeyde bağlayıcı bir örgütlenmeyi istemesi için bir neden olması gerekiyor. Bunlar gerçekleşemiyorsa, bu çok açık, kesin, reddedilmez "nedeni" çevirmenler bir türlü göremediği için gerçekleşemiyor olabilir tabii. Bu bir görüş. Ama bir başka görüş de şu: Öyle bir neden yoktur.

İnsanlar gaza geldikleri için örgütlenmezler. Böyle bir şey yoktur ve hiçbir zaman olmamıştır. Somut çıkarları için örgütlenirler. Mesela kitap çevirmenlerinin örgütü Çevbir buna çok canlı bir örnek ve yukarıdaki soruların hepsine de çok açık ve net cevapları var. Sanıyorum buradaki samimiyetsizlik algısı, ortada somut çıkar, net cevap, açıkça ifade edilmiş bir saik bulunmamasından doğuyor. Somut sorulara somut cevap beklerken slogan bulan insan da, ister istemez kendi rüştüne yönelik bir hakaretle karşı karşıyaymış duygusuna kapılıyor (nitekim "çocuk mu kandırıyorsun" lafı buradan gelmedir). Daha önemlisi, somut terimlerle konuşamayınca zaten tartışma tıkanıyor. Karşılıklı slogan atsak bile bir atılır, iki atılır. Sonra insan sıkılır. Dediğim gibi ya tartışma tıkanır ya da maazallah kavga çıkar.

Yani buradaki -belki genel olarak olumsuz görünen- algının, en azından bana göre nedenini bir ölçüde ifade edebildiğimi umuyorum. Yeterince artistik olmadıysa hassas kalbimi kırmadan söyleyin, ona göre
Collapse


 
Baybars Araz
Baybars Araz  Identity Verified
Local time: 06:14
English to Turkish
+ ...
... May 19, 2007

Cem, daha önce de konuştuğumuz gibi daha işin başında yanlış hedef kitleye yönelerek yanlış bir tanıtımla yola koyuldun... Bu tür oluşumlarda ilk intiba çok önemlidir, bu intibayı da gözlemlediğim kadarıyla, mesela Proz'da, biraz olumsuz bırakmış durumdasın.

Ben, şahsen, Cem'in girişimini saygıyla karşılıyorum ve olumsuz bir düşünce beslemiyorum, lakin söylemleri ve hedef kitlesi ve iddiaları nedeniyle kendisini desteklemediğimi ve neden destekle
... See more
Cem, daha önce de konuştuğumuz gibi daha işin başında yanlış hedef kitleye yönelerek yanlış bir tanıtımla yola koyuldun... Bu tür oluşumlarda ilk intiba çok önemlidir, bu intibayı da gözlemlediğim kadarıyla, mesela Proz'da, biraz olumsuz bırakmış durumdasın.

Ben, şahsen, Cem'in girişimini saygıyla karşılıyorum ve olumsuz bir düşünce beslemiyorum, lakin söylemleri ve hedef kitlesi ve iddiaları nedeniyle kendisini desteklemediğimi ve neden desteklemediğimi de birkaç kere kendisine ilettim. Bu oluşuma hiçbirimizin köstek olma niyeti olduğunu da sanmıyorum, ki bireysel olarak köstek olabilecek gücümüz de yok.

Çeviri Derneği'ne hemen hemen hiçbirimiz üye değiliz ve üye olmadığımız için de içerisinde neler olup bittiğini de bilmiyoruz, ben muhtemelen önümüzdeki hafta üyelik başvurusunda bulunmayı düşünüyorum, lakin derneğin atıl kaldığı eleştirilerine de katılıyorum, fakat tüm çeviri camiasını tek bir şemsiye altında toplayabilecek tek kurumun da şimdilik Çeviri Derneği olduğunu, bir kurum üyesiyken kuruma karşı dışarıdan muhalif bir örgütlenme çalışmasına girmenin de yanlış olduğunu düşünüyorum.

Not: Serkan, yanılmıyorsam Cem protesto amacıyla üç yıl boyunca çeviri yapmadığından bahsetmemişti. Arzuladığı usta-çırak ilişkisini kendisine sunabilecek bir çeviri bürosu eksikliği nedeniyle, serbest tercümanlık yapmak istemediğinden, tam zamanlı çalışabileceği ve işi bir ustasından öğrenebileceği bir büroda çalışmasını sürdürmek istediğinden bahsetmişti... En azından benimle olan konuşması bu yöndeydi, lakin ayrıca seninle başka bir konuşma yaptıysa sözlerimi geri alıyorum.
Collapse


 
chevirmen
chevirmen  Identity Verified
Türkiye
Local time: 06:14
Member (2006)
English to Turkish
+ ...
Görüşlere saygı... May 19, 2007

Özden Arıkan wrote:

Kınama, reddetme, olumsuzlama kategorilerinde hepimiz kotamızı doldurduk. Bundan sonra artistik hareketler lütfen: Dostane, nazikane ve pozitif bir şekilde devam edelim ki devam edebilelim...




Her ne kadar siz bu şekilde düşünseniz de, istediğim gibi düşünme, ifade etme ve tavır koyma hakkımın olduğuna inanıyorum. Burada kota doldurma adına yazı yazmıyorum, görüş beyan ediyorum.

Madem Cem'in yazısına verdiğim cevap size göre kınama veyahut diğer alternatiflere giriyorsa, Moderatör olarak pekala silebilirsiniz. Ama lütfen kota veyahut başka bir şey doldurma diyerek, düşüncelerimize olan bu dik tavrınızı değiştirmenizi tavsiye ediyorum. Almanya'dan yazdıklarım belki artistik görünebilir, ama burası Türkiye. Bu yakadan artistik bir niteliğe sahip gibi görmüyorum.

Burada tartışacaksak, bu tür ibarelerden kaçınarak, görüşlerimizi kendi adımıza belirterek tartışalım.


ANKARA TÜRKİYE'DEN...


 
Özden Arıkan
Özden Arıkan  Identity Verified
Germany
Local time: 05:14
Member
English to Turkish
+ ...
Sayın Chevirmen May 19, 2007

Neden bahsettiğinizi ve şu yazdıklarınızın yukarıdaki mesajımla ne ilgisi olduğunu anlayabilmiş değilim. Bakın bu ilk defa olmuyor. Benim yazdığım bir şeyi kendinize yönelik algılayıp sonra asıl siz dik tavırlara girerek gereksiz gerilimler yaratıyorsunuz. Almanya-Türkiye ve saire ilişkiler kurmanızı da yersiz buluyorum. Kota ifadesinin bir espri olduğu bana göre açık; bunu başka hiç kimse öyle algılamadıysa benim espri anlayışımda bir sorun var demektir, o ... See more
Neden bahsettiğinizi ve şu yazdıklarınızın yukarıdaki mesajımla ne ilgisi olduğunu anlayabilmiş değilim. Bakın bu ilk defa olmuyor. Benim yazdığım bir şeyi kendinize yönelik algılayıp sonra asıl siz dik tavırlara girerek gereksiz gerilimler yaratıyorsunuz. Almanya-Türkiye ve saire ilişkiler kurmanızı da yersiz buluyorum. Kota ifadesinin bir espri olduğu bana göre açık; bunu başka hiç kimse öyle algılamadıysa benim espri anlayışımda bir sorun var demektir, o zaman kota sözünü unutun lütfen.

Anlatmaya çalıştığım sadece şuydu: Biri diğerini reddeder, öbürü onu şiddetle kınar, bu böyle uzayıp gider. Bir tartışma bu şekilde sürtüşmeye dönüştü mü de hiçbirimizde bu foruma uğrama isteği kalmıyor sonra. Herkes bu tarzda söyleyeceğini söyledi, hadi artık pozitif bir tarzda söyleyelim söyleyeceklerimizi demeye çalışıyordum. Bunu şahsınıza yönelik olarak ve dik tavır olarak algıladıysanız, bu gerçekten benim sorunum değil. Yazarken aklımda siz yoktunuz, olduğunu düşündürecek bir şey de göremiyorum. Lütfen yazdıklarımı ya önyargısız okumayı deneyin ya da okumayın.
Collapse


 
Serkan Doğan
Serkan Doğan  Identity Verified
Türkiye
Local time: 06:14
Turkish to English
+ ...
Cem için May 19, 2007

Cem'in iyi kötü olumlu adımlar atmaya çalıştığını zaten biliyoruz. Bizim onu uyarmak istediğimiz nokta ise; bu adımları atarkenki stratejilerinin çok dağınık ve hatalı olması. Evet Baybars, bana "protesto" sözcüğünü kullandı Cem buluşmamızda ve ben buna çok incindim. Benim protesto edebileceğim 250 kadar olay, kişi ve kuruluş sayabilirim. Ama ben içten içe protestomu gerçekleştirsem de, bunu fiiliyata dökmekten bir şekilde acizim. Cem'i bu "soylu lükse" sahi... See more
Cem'in iyi kötü olumlu adımlar atmaya çalıştığını zaten biliyoruz. Bizim onu uyarmak istediğimiz nokta ise; bu adımları atarkenki stratejilerinin çok dağınık ve hatalı olması. Evet Baybars, bana "protesto" sözcüğünü kullandı Cem buluşmamızda ve ben buna çok incindim. Benim protesto edebileceğim 250 kadar olay, kişi ve kuruluş sayabilirim. Ama ben içten içe protestomu gerçekleştirsem de, bunu fiiliyata dökmekten bir şekilde acizim. Cem'i bu "soylu lükse" sahip olduğu için samimiyetle kutladım. Cem bana yazdığı mesajında nazik bir biçimde asıl niyetini anlatmaya çalıştı. Ben de ona benzeri güzel sözcüklerle karşılık verdim. Cem aynen kendi ifadesiyle "bazıları gibi sabah akşam çalışarak hastalıklı bir hayat sürmektense, mesai saatleri içinde çalışarak 'adam' gibi yaşama amacını güttüğünü" dile getirdi. Aslında benim de bir süredir amacım bu, genellikle 09-18 arası çalışmaya ve gece ve haftasonu dinlenmeye gayret ediyorum. Bu performansımı da arttırmıyor değil. Fakat gerek bazı piyasa şartları gerekse zaman zaman dost ahbap hatırları bu rutini engelleyebiliyor. Burada bu konunun Cem'e karşı bir linç girişimine dönüşmesine en başta ben izin vermemeliyim. Ama forum alanlarının birer slogan atma ve pankart asma veya ilan yapıştırma yeri olarak kullanılmasını da şahsen istemem. Ben kişisel olarak mevcut hiçbir çeviri derneğine üye değilim, bunun en ufak bir zararını görmedim şu ana kadar, belki bu bağımsızlığın yararını yaşadım, ciddi bir oluşum olmadıktan sonra da katılmayı kesinlikle düşünmüyorum. Şu da var, Cem'in mesajlarının çeviribilim mezunlarına mı yönelik olduğunu veya olmadığını halen anlayamadım. Bana yazdığı mesajda çeviri öğrencileri için olmadığını söylemiş, ama ben çok merak ediyorum, biz çeviribilim mezunu olmayan çevirmenler bu kutsal çağrıdan dışlanıyor muyuz, ha Cem?.
(Bu arada, Cem, lütfen toplantılarından çıkan sonuçları ve genel izlenimleri bizimla paylaş..)

Nizam kelimesi 25 sente Osmanlıca çeviri yaptığından söz etmiş. Buna hepimiz sevinmeliyiz. Demek ki kendini kanıtlayan ve piyasası olan çevirmen hak ettiği parayı alabiliyormuş. Nizam hocam, geçenlerde mühim bir öğretim üyesi bir dostum beni arayarak Osmanlıca çeviri yapma fırsatının eline geçtiğini ve fiyat olarak ne istemesi gerektiğini bana sordu. Ben de önce şu sayfa formatını (200 kelime, veya 1000 karakter) uzun uzun izah ettikten sonra (kazıklanma ihtimaline karşı) birim sayfa için 10-15 ytl isterse hem müşteriyi ürkütmemiş hem de emeğinin karşılığını az çok almış olacağını anlattım (transkripsiyon metin).

Hepinize sevgiler!.


[Edited at 2007-05-19 16:04]
Collapse


 
Şadan Öz
Şadan Öz  Identity Verified
Türkiye
Local time: 06:14
English to Turkish
Sanırım May 19, 2007

Bir kez daha yazmak istemiyordum ama bu havanın yaratılmasına büyük ölçüde neden olmuş biri olarak yazmam gerektiğini düşünüyorum.
Chevirmen, sanırım Özden Hanım'ın sözleri daha çok Cem Bey ve benim yazılarımızın bıktırıcı bir polemiğe dönüşmesini önlemek içindi ve yerindeydi de bence.

Şunu açıklayayım, ki Cem Bey'e de yanıt olsun.
Chevirmen'in başta yazdıkları size kişisel bir öğüt niteliği taşımalı. Somut hedefli çal�
... See more
Bir kez daha yazmak istemiyordum ama bu havanın yaratılmasına büyük ölçüde neden olmuş biri olarak yazmam gerektiğini düşünüyorum.
Chevirmen, sanırım Özden Hanım'ın sözleri daha çok Cem Bey ve benim yazılarımızın bıktırıcı bir polemiğe dönüşmesini önlemek içindi ve yerindeydi de bence.

Şunu açıklayayım, ki Cem Bey'e de yanıt olsun.
Chevirmen'in başta yazdıkları size kişisel bir öğüt niteliği taşımalı. Somut hedefli çalışma yapmadan, mesleğin kahrını çekmeye devam etmeden bir mesleğin insanlarını ikna etmek olanaksız. İşte burada kifayetsiz kalmak söz konusu.
İhtiras meselesine gelince, zaten sözleriniz de bunu doğrulamış.
Nedir özeti söylediklerinizin? "Siz köle çevirmenler olarak geceli gündüzlü çalışırken bu örgütlenmeyi yapamazsınız, ben kendimi boşa çıkararak bunu üstleniyorum."
Bu, zaten bizim örgütsel bir girişime kafa sayısından başka bir katkımız olamayacağı, boştaki birilerinin iradi müdahalesiyle bir odanın kotarılabileceği düşüncesini yansıtıyor. Açıkçası ben son yazdıklarınızdan bu yana "oda kuruluşuna ön ayak olup kendine bir yer sağlama" amacından farklı bir şey olmadığını kafamda pekiştirmiş bulunuyorum. Sık sık 200, 500 gibi rakamların geçmesi de bunun bir işareti kanımca.

Peki bu ne uğruna yapılıyor? Çelişkili birçok ifadeyle derneği ve kendinizi yıpratma pahasına.
Derneğe veya başka bir birlikteliğe olası bir katılımı engelleme pahasına.

Açıkçası eski siyasi pratiğimden bildiğim bir şey varsa, o da işçi sınıfına en büyük sıkıntıyı bir takım sendikacıların yarattığıdır.
Benimki bir emekçi refleksidir.
Ve burada söz konusu olan, koltuğundan kalkıp tekrar fabrika cehennemine dönmek istemeyen sendikacının ihtirasıyla özdeştir.

İşte burada inandırıcılık, yani samimiyet ve ciddiyet beklentisini karşılamak, böyle nitelemelere maruz kalmamanın tek yoludur.
Maalesef bu olmayınca, nakit niteliği taşıyan vaktimi harcayarak bu çelişkili ifadeleri, bu kişisel ihtirasın ürünü olan toplantı çağrısını okuduğumda bir hak arama çağrısı değil, emeğime müstakbel bir saldırıyı görüyorum.

Kısacası, tavrım hala açık ve yapıcıdır, tahrik ve yıkım amaçlı değildir. Genç bir insanı bir örgütlenmenin ilk basamaklarına yönelik, daha somut ve kahırlı çalışmalarda görmeyi yeğlerdim ama burada feryat figan oda kuruluşu çabasıyla karşılaşıyoruz.
Dost acı söyler, kafa sayısı olarak değil de dost olarak algılayabiliyorsanız.

Fazlaca yazdım. Bundan sonrası nafile. Dua ediyorum, kuşkularımda haksız çıkarım ve bizi aslanlar gibi savunan, altyapı sorunlarına ilişkin çalışmalar yapan bir oluşuma gidilir.
Bunu kim istemez ki!

[Değişiklik saati 2007-05-19 18:18]
Collapse


 
BÜLENT CEM ARK
BÜLENT CEM ARK  Identity Verified
Türkiye
Local time: 06:14
English to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
18 mayıs 2007 Cuma günü yapılan toplantı May 19, 2007

Sevgili arkadaşlar,

Öncelikle hepimizin daha yapıcı bir eleştiri tarzı takınmış olmamızdan ötürü büyük bir memnuniyet duyduğumu ifade etmek isterim.

Gelelim konumuza:

Öncelikle dünkü toplantıya yaklaşık 15 kişinin katıldığını söyleyebilirim.

Katılanlar arasında Marmara Üniversitesi Fransızca Mütercim Tercümanlık Bölümü öğretim üyeleri ve bölümden birkaç öğrenci ile 2 çeviri bürosu sahibi ve Powwo
... See more
Sevgili arkadaşlar,

Öncelikle hepimizin daha yapıcı bir eleştiri tarzı takınmış olmamızdan ötürü büyük bir memnuniyet duyduğumu ifade etmek isterim.

Gelelim konumuza:

Öncelikle dünkü toplantıya yaklaşık 15 kişinin katıldığını söyleyebilirim.

Katılanlar arasında Marmara Üniversitesi Fransızca Mütercim Tercümanlık Bölümü öğretim üyeleri ve bölümden birkaç öğrenci ile 2 çeviri bürosu sahibi ve Powwow yemeğine gelenlerin tanıdığı Rusça çevirmen Danila Krokhalev vardı.

Gündem maddelerinin ne olduğunu zaten biliyorsunuz. Farklı bir konu konuşulmadı. Sektördeki mevcut sorunları konuştuktan sonra çeviri sektöründeki mevcut mesleki örgütlenmeleri ele aldık.

Hepsinin artılarını eksilerini ele aldık.

Çeviri Derneğinin neler yaptığını, amacının ne olduğu ve kimlerin üye olabileceği konularında gelen sorulara da cevap vermeye çalıştım.

Ele aldığımız diğer bir konu da meslek odasının derneğe göre avantajlarıydı.

Bu konuyu işlerken önce ülkemizdeki meslek odasının tanımını, kapsamını ve derneğe göre avantajlarını ve üstünlüklerini ele aldık.

Daha sonra, bu konuda, özellikle AB ülkelerinde "Çevirmenlerin böyle bir meslek odası var mı?" diye baktığımızda Proz'un "Translation Organizations" bölümünden Belçikada bulunan Belçika Çevirmenler ( Sözlü ve yazılı) ve Filologlar odasının olduğunu görebiliriz.

( Aşağıda gördüğünüz tüm bilgilerin Fransızca'dan Türkçe'ye çevirisini ben yaptım. Fransızca çevirmen arkadaşlar, Çeviri yanlışlıkları olduğunu düşündükleri yerleri, özel adresime yazarak belirtebilirler ve bunun kendilerince ne olması gerektiğini söyleyebilirlerse sevinirim.)

Bu odaya üye olanların:

315'i yazılı çevirmen
82'si sözlü çevirmen ( Bunların 41'i konferans çevirmeni)

Belçika mahkemeleri önünde yeminli sözlü ve yazılı çevirmen üye sayısı: 163
Freelance sözlü ve yazılı çevirmen üye sayısı: 287
Maaşlı çalışan kadrolu sözlü ve yazılı çevirmen üye sayısı: 17

Membres Protecteurs: Koruyucu üye sayısı
( bundan birşey anlamadım) : 10

Belçika'daki bu odaya üye olabilmek için:

1- Belçika ya da yurtdışındaki üniversitelerin çeviribilim
( mütercim tercümanlık) ya da filoloji bölümlerinden mezun olanlar

2- Başka alanlardan mezun olup, en az 4 yıldır sözlü ya da yazılı çeviri ile birincil iş olarak uğraştığını belgeyebilen ve girecekleri 1.kategori düzeyindeki Sözlü ya da yazılı çevirmenlik sınavından başarıyla geçenler

kabul edilebilmektedirler.

Başvuru formu, kendisi ve kendisine kefil olabilecek iki kişi tarafından da imzalanmak zorundadır.

Şimdi bu odanın içinde bulunan kurul ve komisyonlara bakalım:

1- Tahkim Kurulu:

Üyeler arası ya da üyeler ile üye olmayan kişiler arasındaki çeviri hizmetinin niteliğinden doğacak ihtilafları ele alır.

2- Disiplin Kurulu:

Üyelerin gerek statülerini, gerekse hareketlerinin iç tüzüğe uygun olup olmadığını denetler.

2006 yılındaki Genel Kurul'da, bu odaya kayıtlı 334 üye( yazılı çevirmen, sözlü çevirmen, terimbilimci, profesyonel filolog ve sempatizanlar [ ne kastedildiğini anlamadım ] ) bulunmaktadır.

Odanın düzenlediği etkinlikler ve sunduğu hizmetler:

1- "Dilbilimci" adlı dergi:

Yurtdışındaki ve dünyadaki çeviri sektöründen haberleri ele alan, çıkan yeni sözlüklerin yanı sıra, bilgisayar destekli çeviri yazılım programları ile ilgili bilgiler veren ve bunun yanı sıra odadaki faaliyet ve etkinlikleri anlatan 3 ayda bir çıkan bir dergi.

2- Odaya kayıtlı üyelerin isim ve irtibat bilgilerinin bulunduğu
rehber

3- Her üç ayda bir sadece oda üyelerine gönderilen odanın
ve yönetim kurulunun çalışmalarını anlatan elektronik
basın bülteni

4- Kolokyum ve eğitim günleri: Bu etkinlik, üyelerin mesleğin
gelişimini takip etmelerini sağlamak amacıyla konmuştur.

Ele alınan konular:

a- Çevirmenlik mesleğinin sosyal ve ekonomik yanları
b- Çevirmenlere yararlı olacak yeni teknolojiler
c- Gelecekte yeminli çevirmenlere uygulanacak yasa üzerinde
eğitim seminerleri vs...

Bütün bu etkinlikler, aynı zamanda üye olmayanların katılımına da açıktır.


Küçük Eğitim programları ve atölye çalışmaları:

Bu etkinlik odanın üyeleri tarafından düzenlenmektedir. Bu çalışmalardaki amaç, belli uzmanlık alanlarında çalışan meslektaşların seneler içinde edinmiş oldukları deneyimi birbirleriyle paylaşmalarını sağlamaktır.

Mesleki Sorumluluk Sigortası:

Oda üyeleri, özellikle çevirmenlere yönelik düzenlenmiş seçenekli mesleki sorumluluk sigortasından yararlanabilmektedirler.

Üyelere özel fiyat tarifesi:

Oda üyeleri, sözlük, başvuru kitabı gibi bazı basılı kaynakları indirimli alabilmektedirler.

Serbest Çevirmen Klavuzu:

Bu kitap, kariyerlerinin başındaki serbest çevirmenlerin sorularına cevap vermeyi amaçlamaktadır.

Kitapta, mesleğin sosyal, ekonomik, hukuki ve pratikteki yanları ele alınmaktadır.

Web Sitesi:

Odanın web sitesinden sözlü ve yazılı çevirmenlerin irtibat bilgilerine ulaşılabilmektedir.

FastInfo: Bu elektronik yayın, tüm oda üyelerine mesleki bir duyuruyu ya da birtakım yararlı bilgileri birbirlerine duyurmalarını sağlar.

FastInfo, aynı zamanda odaya gelen çeviri iş ilanlarıyla ilgili duyuruları da anında üyelerine duyurmaktadır.

Sosyal Etkinlikler:

Bu tip etkinlikler de üyelerin birbirleriyle tanışmalarını ve üyeler arasında ilişkilerin gelişmesini sağlamak amacıyla düzenlenmiştir.

Şimdi, odanın diğer taraflar ile olan ilişkilerine bakalım.

1- Belçika'da Çeviri üzerine eğitim veren kurumlar ile ilişkileri son derece güçlüdür. Oda, her iki senede bir, Çeviri bölümlerinde okuyan öğrenciler arasında ödüllü çeviri yarışması düzenlemektedir.

2- Piyasa ve yetkili merciler ile ilişkiler

Oda, kendisini daha iyi tanıtmak için, diğer meslek odaları ve federasyonları, şirketler, bakanlıklar ve sözlü ve yazılı çeviri hizmet alımı ile ilgili ilan veren diğer kurum ve kuruluşlar nezdinde görüşmeler yapmaktadır.

Bunun sağlanması amacıyla, oda çeşitli toplantılara düzenli olarak iştirak etmekte, fuar ve kolokyumlara katılmakta ve kendisine gelen birtakım teklif ve uluslararası etkinlikleri üyelerine duyurmaktadır.

Oda, her iki senede bir, yargı organlarının talebi üzerine, yeminli çevirmen adaylarının dil düzeylerini ölçmek amacıyla sınavlar yaptığı gibi, çevirmenlerin ihtiyaçları konularını ele alan birçok çalışma gruplarına da katılmaktadır.

Ayrıca, ilgili meslek odası, mesleğin uygulamadaki farklı yönlerini ele alan bilgi edinme taleplerine de cevap vermektedir. ( deontoloji, yararlı bilgiler, vs...)

Uluslararası İşbirliği:

1996'dan bu yana, Oda kısa adı FIT olan Uluslararası Çevirmenler Federasyonunun üyesidir.

Belçika'daki meslek odası ile ilgili söyleyeceklerim şimdilik bu kadar.

Mesleki örgütlenme ile ilgili diğer bir yapı da Federasyon yapısı. Bu yapıyı, yine AB ülkeleri arasında böyle bir yapının İtalya'da olduğunu görüyoruz.

İtalyancam çeviri yapacak düzeyde olmadığı için, Avrupa'daki bu örgüt ile ilgili bilgileri ne yazık ki sizin için çeviremiyorum.

Toplantı sonunda, 27 Mayıs 2007 Pazar günkü toplantıda Meslek Odasının mevcut birlik ve derneklere göre sağlayabileceği avantajların işlenmesinin daha yararlı olacağı görüşünde birleşildi.

Çıkan diğer bir görüş de Çeviri Derneğinin bugünden daha aktif bir dernek olmasını sağlamak için, toplantıya katılan bazı kişiler, konu ile ilgili bir bildirge hazırlanmasını ve bunun Çeviri Derneğine gönderilmesi önerisinde bulundular.

Bu öneri üzerine, Taslak bir bildirge hazırlanması kabul edildi. Hazırlandıktan sonra, bütün katılımcılara gönderilecek ve kendilerinin görüşleri alındıktan sonra bildirge son şeklini alacak. Herkesin ismine göre düzenlenebilecek olan bu bildirge, imzalanarak Çeviri Derneğine gönderilecektir.

Şimdilik benim söyleyebileceklerim bu kadar.

Sevgili Şadan ÖZ'ün son yazısını okuduktan sonra, kendisi ile telefon konuşmamız oldu.

Bana somut bir şeyi tam olarak işleme tavsiyesinde bulunmuştu.

Gerçi bana yaptığı tavsiye yukarıda söz ettiğim konular değildi ama, ümit ederim Belçika'daki meslek odasının içeriği ve üyelerine sağladığı avantajlar ile ilgili yukarıda verdiğim bilgiler, sizlerin nezdinde somut bir öneri olarak kabul görür.

Hepinize saygılar sunuyorum.

Sevgi ve dostlukla,

Cem ARK











[Edited at 2007-05-19 21:21]

[Edited at 2007-05-19 21:31]

[Edited at 2007-05-19 23:06]
Collapse


 
Nizamettin Yigit
Nizamettin Yigit  Identity Verified
Netherlands
Local time: 05:14
Dutch to Turkish
+ ...
Neden'i olmak May 19, 2007

Merhabalar,

Bu forum başlığında birileri birilerini yanlış anladıktan sonra düzelmeye başladı sanırım.

Konu başlığıyla ilgilenmeme, Cem arkadaşımıza da destek olmak istemekle birlikte benim amacım birleştirmeye çalıştığımız grubun, Özden'in de söylediği gibi, bir nedeninin olmayışı. Ben belki de bir çoğunuz tarafından yanlış anlaşılan, şu ana kadar sadece bir kişinin yanlış anladığını farkettim, kısa mesajımda nedenden
... See more
Merhabalar,

Bu forum başlığında birileri birilerini yanlış anladıktan sonra düzelmeye başladı sanırım.

Konu başlığıyla ilgilenmeme, Cem arkadaşımıza da destek olmak istemekle birlikte benim amacım birleştirmeye çalıştığımız grubun, Özden'in de söylediği gibi, bir nedeninin olmayışı. Ben belki de bir çoğunuz tarafından yanlış anlaşılan, şu ana kadar sadece bir kişinin yanlış anladığını farkettim, kısa mesajımda nedenden öte bunun için gerekli maddi ortamın oluşmamış oluşuna dikkat çekmek, ve bu gerekçeyle de şartlar oluşmadan sokuda su dövmektense, menüden havalardan vs konuşarak ortamı şenlendirmeye dikkat çekmek istedim. Bunu da zate yapmışsınız ki powwowa katılanların hepsinin gözleri ışıl ışıl olmuş..

Önceki mesajımda maddi örnek vererek konuyu daha özet hale getireceğimi düşünmüştüm. Bakıyorum ki o da yanlış anlaşılmış. Çoğunuzun çalışmadığı bir dil çiftinden ve başkarından örnek verip şüphe oluşturacağıma kendimden örnek vermeyi tercih ettim.

1 kelime için 25 avro (Serkan bey için düzeltme sent değil) alan, sadece bend eğilim. Yani şahısları isimleri önemli değil 1 keimeden alınan ücretle bir başkası 2 sayfa çalışıyorsa bu grubun birarada olması için gerekli maddi piyasa oluşmamış demektir diye algılıyorum.

Netice, ben veya bu örneğe uygun herhangi bir çevirmen A ile Serkan beye danışan kişi veya o örneğe uyan bir çevirmen B'nin bir çatı altında buluşması şartları oluşmamıştır. Hatta bir araya gelmemesi de gerekir. Klasik rekabet bunu gerektiriyor. Yanılıyorsam Nizam sus yanıldın derseniz uyarım...

Önce bu adil ve dengeli piyasanın oluşması anlayışının çevirmenlerde yerleşmesi lazım ki ondan sonra bu veya benzeri başka konularda da ortak bir yaklaşım olmasa da yakın davranış gösterilebilsin ve bir teşekkül haline gelmek mümkün olsun.

Benim ifade etmek istediğim buydu. Yoksa kendimi kabul ettirmek, veya ettirmiş olduğumu ifade etmek veya iam etmek değil amacım. Hele de benden daha uzun süredir bu işi yapanlara bunun en azından bu yoll söylenmeyeceğini biliyorum.

Tabi konu yemek veya soğuk mezeler olsaydı veya biyoloji olsaydı (en azından belli konularında) bunu biliyorum bildiğime de itimad edin derdim

Neyse vakit geç oldu. Misafirler henüz gitti. Uyku öncesi bir bakayım demiştim.

Sağlıcakla

Nizam
Collapse


 
Cagdas Karatas
Cagdas Karatas  Identity Verified
Türkiye
Local time: 06:14
English to Turkish
Bana gelmez... May 19, 2007

Sayın Ark,

Nedense powwow'dan beri sizi çok kafaya taktım ben. Sık sık aklıma geldiniz. Sonra forum yazılarınızı gördüm uzun uzun, okudum. Sizden özetle aklımda kalan neydi biliyor musunuz? O kadar nazik konuşma üslubunuz içerisinde "off the record" ifadesini kullanışınız, bir de soyadınız: Nuh'un gemisini biliyoruz. "Noah's Ark" Sizi de şimdi öyle hayal ediyorum ben; Cem's Ark. Cem Bey gemisini inşa etmiş şimdi içine yolcu arıyor gibi düşünüyor ve
... See more
Sayın Ark,

Nedense powwow'dan beri sizi çok kafaya taktım ben. Sık sık aklıma geldiniz. Sonra forum yazılarınızı gördüm uzun uzun, okudum. Sizden özetle aklımda kalan neydi biliyor musunuz? O kadar nazik konuşma üslubunuz içerisinde "off the record" ifadesini kullanışınız, bir de soyadınız: Nuh'un gemisini biliyoruz. "Noah's Ark" Sizi de şimdi öyle hayal ediyorum ben; Cem's Ark. Cem Bey gemisini inşa etmiş şimdi içine yolcu arıyor gibi düşünüyor ve gülümsüyorum. Neyse siz bunları şımarıklığıma verin, ben asıl diyeceklerimi diyeyim. Emeğe saygım sonsuz, yanlışlara dilim sivri:

Bu kadar laf kalabalığı arasında benim tek ilgilendiğim nokta, powwow'da da saman alevi gibi bir görünüp sonra kaybolan akreditasyon konusu. Siz o gün bizlere gelecekte bizleri bekleyen akreditasyon probleminden bahsettiniz. Avrupa Birliği bizleri alt, alt, alt taşeron konumuna koyacak falan dediniz. Sonra da yanlışım varsa düzeltin, bunun için oluşturulacak özel organlar sınavla çevirmenlere akreditasyon versin dediniz. Yani kimin, nasıl, nerede vereceğini yanlış hatırlasam bile akreditasyon konusunu bayağı bir kafaya takmış olduğunuzdan eminim. Ben de size diyorum ki; "hadiyin canım." Bana özgürlüğe kaçış, hayatta tutunacak nadir dallarımdan biri olarak gördüğüm, dört elle sarıldığım, her gün gelişim için didindiğim durduğum bir meslekte akreditasyon verecek kişinin anlını karış karış karışlamak isterim. Mahremime dokundurmak istemem kısacası. Siz kendinize çok mu güveniyorsunuz, siz verin o zaman, verecek oluşumun içinde yer alın derseniz, hayır vermek de istemiyorum. Uğraşamam, çok işim var. Ben zaten işimi adam gibi yapıyorum (bayanlar alınmasın) kimsenin beni tasdikleyip üzerime mühür vurmasına ihtiyacım yok demek istiyorum. İyi iş isteyen, işim görülsün isteyen, başım ağrımasın diyen, gelsin iyiyi bulsun derim her zaman bu meslekte. Biz burdayız, çalışıyoruz, hakkımızı vereni de geri çevirmiyoruz. Hakkımızı vermek istemeyeni de kara listeye koyup "hoşçakal" diyoruz ve hayatta yeni heyecanlara koşuyoruz. Bir de hadi diyelim bizim eşantiyondan bir İngiliz Dili mezunu diplomamız var, biraz şanslıyız dilden diploma, sertifika sahibi olmayanlara göre; ne yapacağım yani marangozluktan tercümanlığa geçiş yapmak isteyene akreditasyon yolları açma davasına baş mı koyacağım? "Herkes işine" sözü buradan başka bir yere daha iyi oturamazdı herhalde. Kendine iş, uğraş bildiğin, saygı duyduğun, özüne eğildiğin, zamanını seve seve harcadığın işinden bahsediyorum. Herkese sormak istiyorum: Kendini gerçek bir tercüman olarak hissedip bunu hayatın pratiğine taşıyıp şu alanda da akreditasyonum olsaydı ne güzel olurdu, ah diyen kaç kişi var? Biz zaten kendi kendini akredite edebilen, ettirebilen bir güruh değil miyiz? Biz herkes değil miyiz? Her yerde her zaman biz yok muyuz? Bizi farklı kılan kimsenin onayına tabi olmamak değil mi? Bizi haybeden onaylayan noterlere tuhaf bakmıyor muyuz? Ben kendime çok güveniyorum, evet bu meslekte çok güveniyorum. Mahreminde mabedinde bu işi hakkını vererek icra eden, bana akreditasyon verecek olan adam daha anasından doğmadı diyen herkesi, özgürlük tutkunlarını selamlıyorum. Okulda defterime sırama ağaçlara yazıyorum adını. Avrupa Birliği beni ıslah etsin.
Collapse


 
Nizamettin Yigit
Nizamettin Yigit  Identity Verified
Netherlands
Local time: 05:14
Dutch to Turkish
+ ...
Kuralı olmak ilk kural May 20, 2007

Yarım kalan bir işi tamamladıktan sonra Belçika'daki odanın sayfasına baktım. Özellikle de listesine.

Bu listede Türkçe'den çeviri yapan 2, Türkçe'ye çeviri yapan 1 kişi var. Translators altında.

Üye olmak için Belçika'da olmak gerekmiyor. Türkçe'den çeviri yapan bey Lahey'de ikamet ediyor.

... See more
Yarım kalan bir işi tamamladıktan sonra Belçika'daki odanın sayfasına baktım. Özellikle de listesine.

Bu listede Türkçe'den çeviri yapan 2, Türkçe'ye çeviri yapan 1 kişi var. Translators altında.

Üye olmak için Belçika'da olmak gerekmiyor. Türkçe'den çeviri yapan bey Lahey'de ikamet ediyor.

http://www.turk-konsolos.com/go.php?page=82&lang=3
Antwerp bölgesinde 171
Brüksel bölgesinde 82 yeminli Türkçe tercüman var.

Yani işin çarpıklığı, oda çıkmış biz filoloji ve mütercimlik okumayanı veyahutta bizim yaptığımız sınavı geçmeyeni kebül etmeyik ağam derken, Belçika hukuku ve adliyelerinin kabul ettiği binlerce Tercüman var. Yani Sadece Türkçe'de sayı Odanın toplam üye sayısına yaklaşıyor... Diğer dilleri hele de Fransızca ve İngilizce ve Flamanca çalışanları aklıma getirmek istemiyorum vaziyet gülünç...

Benim gördüğüm odayı Belçika'da takan yok. En azından mahkemeler takmıyor.
Hollanda'da bir kalite kurumu haline getirmişler ve mahkemelerde tercümanlı yapmak için bir organizasyon var ve oraya üye oluyorsunuz. Ama orda sorun daha başka. Mahkemelerde yeminli tercüman olmak için, bu kalite kurumu başvuruyu yapandan belge istiyor ve istediği ilk belge daha önce tercümanlık yapmış olduğunuz Hollanda mahkemeleri ve tarihleri.. Yani istediğiniz belgenin ön şartı sizsiniz, sizin ön şartınız da istediğiniz belge. Durum çözümsüzlük. Tabi bu duruma gelişlerinin bir hikayesi var. O da çevirmenlerin değil ama çevirmen geçinenlerin durumu ve mesleklerini suistimal etmeleri. Bir süre bu yolla devam edip piyasanın durulmasını bekliyorlar yani...

Çağdaş beyin söylediklerine katılmamak mümkün değil. Birileri çıkıp efendiiim sizi bir sınav yapıceez deemek istediğinde sınava nerden başlayacaklar. TDK'dan mı? çevirmenlerden mi? Kim kimi sınav yapacak. Sonra Türk dili bölümleri çıkıp çeviri meslek standartlarını biz oluşturmamız lazım zira Türkçe'yi biz bilirük derse ne olacak?

Diyelim ki pek çok şey oldu... Branş çevirilierini ne yapacağız.
Veya çeviri bölümleri henüz kendilerinin ayakları yere tam basmayıp gerekli desteği bulamazken birden her branş için ayrı çeviri dalı mı oluşturacak. Neden? veya Nasıl?

Çevirmenlikle ilgili kanun çıktı farzedelim, bunun için noterlik başta olmak üzere bir sürü değişklik gerekecek. Kanun A sizi Çevirmen Yetki ve Seçimi kanununa uygun bulmazken, bir başka kanun sizi muhatab görecek.

Benim bildiğim bir tek doğru var ve bu doğru şu an işliyor zaten. Yani kanun var veya yok, sınav zaten yok, Çeviri bölümü öğretim üyeleri dersen zaten sayıları kabarık değil ve işleri başlarından aşkın seçme ve eleme yapacak durumda değiller. Bu seçme işini yapan var ama.. Onun adı da Pİ-YA-SA.

Ve piyasa ne Belçkiadaki odaya ne de Türkiye'deki dernek olgusuna bakıyor. Baktığı şey iş, çalışma şekli, kalitesi, fiyatı vs vs.

Özetle bu iş daha çok su götürür, çok da kervan yetirir. Ama bu konuları konuşmamak mı lazım. Hayır. Yani elbette konuşmak, danışmak lazım.

"Danışan dağlar aşmış, danışmayan düz yolda şaşmış" boşa söylenmiş bir söz değil. Tabi ne danışacağını ve kime danışacağını da bildiğimiz sürece.

Hadi rastgele,

Nizam Yiğit


Not: Bu yazının amacı sataşmak veya ima ile ifade etmek değildir!
Collapse


 
Özden Arıkan
Özden Arıkan  Identity Verified
Germany
Local time: 05:14
Member
English to Turkish
+ ...
Öteki uca da gitmemek lazım May 20, 2007

Çağdaş, yazdıkların tebessümle ve zevkle okunuyor. Ben özellikle Noah's Ark esprisine bayıldım. Cem arkadaşımızı bilmem, ama soyadım Ark olsaydı, hemen şimdi ozdens_ark.com diye bir alan adı almıştım. Veya bir şekilde bu espriyi kullanırdım. Neyse, esprili olmasının yanında, içtenliği ve coşkusuyla da yazdıkların çok hoş. Ama görüşlerine katılmıyorum


Piyasadaki kalitesizlik
... See more
Çağdaş, yazdıkların tebessümle ve zevkle okunuyor. Ben özellikle Noah's Ark esprisine bayıldım. Cem arkadaşımızı bilmem, ama soyadım Ark olsaydı, hemen şimdi ozdens_ark.com diye bir alan adı almıştım. Veya bir şekilde bu espriyi kullanırdım. Neyse, esprili olmasının yanında, içtenliği ve coşkusuyla da yazdıkların çok hoş. Ama görüşlerine katılmıyorum


Piyasadaki kalitesizlikten, her dil bilenin çevirmen olmasından (bu hepimizin en sevdiği ifade), dilin bozulmasından, çevirmenliğin meslekten sayılmamasından, çevirmenlerin hak ettiği refaha ve saygınlığa kavuşamamasından sürekli yakınıyoruz. Yakındığımız şeylerin düzelmesine katkısı olabilecek bir şeyi külliyen reddedemeyiz. Çevirmenliğin meslek olarak kabul görmesi isteği ile akreditasyon verecek olanın alnını karışlamak gibi bir tavrın bir arada olabileceğini sanmıyorum. Mütercim-tercümanlık mezunu değilim, ama hayatımda çevirmenlik dışında hiçbir iş yapmadım, neredeyse çeyrek asırdır her gün tam gün bu işi yapıyorum, bu benim mesleğim ve bana akreditasyon şansı sunacak bir örgütün veya kurumun olmasını da çok isterdim. Her önüne gelen çevirmen oluyor diye durmadan söyleniyorsak, her önüne gelenden olmadığımız iddiamızı dayandırabileceğimiz bir kriteri desteklememiz lazım. Yardan da geçmem, serden de diyerek bu iş olmaz. Veya Frenk deyişiyle, pastayı hem midede hem elde tutamayız

Öte yandan çeviri kadar geniş ve heterojen bir alanın tamamına akreditasyon verme yetkisini elinde toplayacak, bunu hekimlik veya avukatlık ruhsatı gibi bir şekle sokacak bir kurum olacağına inanmıyorum, hiçbir yerde örneği de yok. AB'ye girilince veya girilirse kimse akreditasyonsuz, ruhsatsız çeviri yapamaz diye bir şey de yok. AB ülkelerinin kendisi akreditasyonsuz çevirmen dolu (tıpkı işkembe ve kokoreç de dolu oldukları gibi). Oda deyince de zaten tabipler odası, mimarlar odası falan gibi bütün meslek erbabını içine alan, bağlayıcı kurallar koyan bir örgüt canlanıyor insanın kafasında. Oysa Cem Bey, sizin bahsettiğiniz örgüt bu anlamda bir oda değil. ATA, ITI, IoL, BDÜ gibi örgütlerden bir farkını göremedim. Evet, bu tür örgütlerin çeviri mesleğine tabii ki katkısı var, ama hiçbirinin ruhsat verme tekeli falan yok ve bildiğim kadarıyla hiçbiri, her türden ve tarzdan çevirmene birden hitap etmiyor.
Collapse


 
Şadan Öz
Şadan Öz  Identity Verified
Türkiye
Local time: 06:14
English to Turkish
Piyasa ve doğrusu May 20, 2007

Nizamettin Yigit wrote:


Benim bildiğim bir tek doğru var ve bu doğru şu an işliyor zaten. Yani kanun var veya yok, sınav zaten yok, Çeviri bölümü öğretim üyeleri dersen zaten sayıları kabarık değil ve işleri başlarından aşkın seçme ve eleme yapacak durumda değiller. Bu seçme işini yapan var ama.. Onun adı da Pİ-YA-SA.

Ve piyasa ne Belçkiadaki odaya ne de Türkiye'deki dernek olgusuna bakıyor. Baktığı şey iş, çalışma şekli, kalitesi, fiyatı vs vs.



Zaten başımıza o piyasaya doğa olayıymış gibi kapılıp gitmekten geliyor ne geliyorsa.
Piyasanın doğrusu hakikaten 20 sent alanla (atıyorum rakamları) 2 sent alan arasında gerçek bir kalite farkını ortaya koyabilse, ben 1 alırken, 10 katım kalitede iş çıkaran insan 10 birim alsa, sesimi çıkarmam.
Ancak, yurtdışından gelen bazı işlerde öyle belleklere, öyle vahim hatalara denk geldim, hele bir de bana yanlışlıkla gönderilen bir faturada öyle bir rakamlar gördüm ki, "kim ulan bunları yapıp haram yiyen?" dedim.

Son olarak, söylediğiniz uçurumvari fiyat farklılıklarının tam da bu absürd kalite ortamında ortaya çıkması "örgütlenme lazım" dedirtiyor.

Bununla birlikte karşımıza bürokratik bazı tekellerin, aleyhimize işleyen çıkar örgütlenmelerinin çıkmasını ben de istemem. Burada düşülmemesi gereken en önemli tuzak budur.


 
BÜLENT CEM ARK
BÜLENT CEM ARK  Identity Verified
Türkiye
Local time: 06:14
English to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
Lehimize işleyecek bir mesleki örgütlenme yapısı nasıl olabilir? May 20, 2007

Sayın Şadan ÖZ'ün söylediğine katılıyorum:

Aleyhimize işleyen çıkar örgütlenmelerinin çıkmasını hiçbirimiz istemeyiz.

"Burada düşülmemesi gereken en önemli tuzak budur." sözünün altına ben de imzamı atarım.

Ama çevirmenim diye geçinen, ya da yeterli eğitim ya da beceriye sahip olmayan kişileri süzgeçten geçirecek bir mekanizma da konması gerekiyor.

Nizamettin Bey'in söyledikleri son derece önemli.
... See more
Sayın Şadan ÖZ'ün söylediğine katılıyorum:

Aleyhimize işleyen çıkar örgütlenmelerinin çıkmasını hiçbirimiz istemeyiz.

"Burada düşülmemesi gereken en önemli tuzak budur." sözünün altına ben de imzamı atarım.

Ama çevirmenim diye geçinen, ya da yeterli eğitim ya da beceriye sahip olmayan kişileri süzgeçten geçirecek bir mekanizma da konması gerekiyor.

Nizamettin Bey'in söyledikleri son derece önemli.

Belirttiği sıkıntıları yaşayan ve Avrupa'da kurulmuş olan böyle yapılar incelemeye değer örnek vak'alardır bence.

Bu tür kurumların hangi sebeplerden ötürü işlemediğini önceden irdelemek aynı zamanda bir fırsat değil midir?

Ben bunun bir fırsat olabileceğini düşünüyorum. Çünkü bu tür çalışmalar sayesinde, Türkiye'de de aynı tür durumları yaratabilecek bir kurumun kurulması öncesinde gereken önlemler alınabileceği için hepimizin lehine işleyen bir durum da ortaya çıkabilir.

Hazır yazı yazmışken Çağdaş Bey'in yazısında belirttiği noktalar için teşekkür ederim.

Yalnız kendisine ve sizlere hatırlatmam gereken bir şey var.

AB Komisyonu içinde faaliyet gösteren ve kısa adı SCIC olan Sözlü çeviri hizmetleri departmanı, Aralık 2006'da, Avrupa Birliği Genel Sekreterliği( ABGS) ile işbirliği yaparak Türkiye'deki birçok Konferans çevirmenini akreditasyon sınavından geçirdi.

İleride Avrupa Birliği Çeviri Genel Müdürlüğünün, yine ABGS aracılığı ile Türkiye'den AB ülkelerine çeviri hizmeti verecek çevirmenlere akreditasyon sınavına girme zorunluluğunu getirmeyeceğinin garantisi var mı?

Bence yok...

Ve bence, böyle utanç verici bir duruma düşmekten başka ne gibi seçeneklerimizin olabileceğini tartışmaya ve çözümler üretmeye devam etmeliyiz.

Ben sizlerin önüne Dünya'da var olan somut bir meslek örgütü örneği getirdim. Eksiği gediği olabilir.

Şimdi öneri getirme sırası sizde. Sizlerin bu sektörde benden fazla deneyimi var.

Türkiye'de sağlıklı bir mesleki örgütlenme sizce nasıl sağlanabilir?

Güzel çözüm önerilerinizi okumak dileğiyle,

Hepinize saygılar sunuyorum.

Cem ARK
Collapse


 
Şadan Öz
Şadan Öz  Identity Verified
Türkiye
Local time: 06:14
English to Turkish
Utanç? May 20, 2007

Akreditasyon zorunluluğu getirir, önümüze koyarlarsa ve yaşamsal bir hale gelirse elimizden geleni yaparız, da, utanç kısmını anlamadım ben?

 
Pages in topic:   < [1 2 3 4 5] >


To report site rules violations or get help, contact a site moderator:


You can also contact site staff by submitting a support request »

18 Mayıs 2007 Cuma günü saat 19:00'da Çeviri Camiası mensupları İstanbul'da bir araya geliyor


Translation news in Türkiye





Wordfast Pro
Translation Memory Software for Any Platform

Exclusive discount for ProZ.com users! Save over 13% when purchasing Wordfast Pro through ProZ.com. Wordfast is the world's #1 provider of platform-independent Translation Memory software. Consistently ranked the most user-friendly and highest value

Buy now! »
Protemos translation business management system
Create your account in minutes, and start working! 3-month trial for agencies, and free for freelancers!

The system lets you keep client/vendor database, with contacts and rates, manage projects and assign jobs to vendors, issue invoices, track payments, store and manage project files, generate business reports on turnover profit per client/manager etc.

More info »